2017'yi yarıladık sayılır.. Unutulası 2016 ve kötü bir başlangıçla giriş yaptığımız 2017'nin, 2016'yı aratmayacağı kanısına kapılmamıza sebep olan yılbaşı gecesi sonrasında, kaset tersine sarılmaya başladı bile diyebiliriz.
Çok mu iyiyiz? Hayır. Peki ya, iyi miyiz? Belki.. Kötü müyüz? Bence Hayır.
Kapanan otellerin, yeniden açılması; durma noktasına gelen tesis yatırımlarının hız kazanması hatta ve hatta istihdam sitelerinde ki iş ilan sayılarının artışı, bir nebze de olsa yüz güldürüyor, bana göre Turizm de umutlu bir gelecek bile vaadediyor diyebilirim.
Lokasyon gözetmeksizin dolulukların arttığı, ortalama gelirlerin 2016 öncesiyle kıyaslanamayacak olmasına rağmen kâr ettirmeye başlayan bir 2017 yaşıyoruz.
Ülkemizi yalnız bırakmayan Orta Doğu'lu misafirlerimizin yanı sıra Avrupalı da görmeye başladık. Taksim de, Sultanahmette, Eminönün de.. "Aya Sofya'nın önünde çekik gözlüler sıra olmuş" telefonları bile aldım. :)
Değerli büyüğümüz Hüseyin Baraner'in çabalarının yanı sıra, kendileriyle hemen hemen her gün yaptığımız istişareler, 2018 de kruvaziyer turizminin geri geleceği konusunu ön planda sürüklüyor.
Her zaman dediğim gibi.. Dünya’nın gözü, 2 kıtayı birbirinden ayıran muazzam bir boğazın etrafına çevrelenmiş, tarihi, modernizmi ve doğal güzelliklerinin bir payda da buluştuğu bu özel şehir "İstanbul" dün olduğu gibi yarınlarda da üzerinde olacak.
Bursasıyla, Trabzonuyla, Kapadokyasıyla, Efesiyle, Bodrumuyla, Antalyasıyla ve hatta Karsıyla, Vanıyla.. Bu denli tarih ve doğa kokan toprakların eski değerine kavuşmaya başladığı aşikar.
YORUMLAR