• Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Barış Türer

Barış Türer


ÜMİTLİ BAKIŞLAR..

19 Ocak 2017 - 12:26

Hoş Geldin 2017 !!!

15 Temmuz felaketi sonrasında yaşadığımız gerek içerideki provoke güçlerin gerekse de dışarıdaki düşman güçlerinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde gerçekleştirdiği hiç bir eylem ve aksiyon planının sektörümüzü etkileyip etkilemediği konusunu açıkça tartışmak gerekir.

 

Bu anlamda sektör temsilcilerimizle ve büyüklerimizle bir araya geldiğim her fırsatta gündeme getirmekten çekinmediğim ve kendi sav'ımı kabul ettirebilmeye çalıştığım önemli hususlardan birisidir bu. İstişarelerimiz sırasında ve daha önceki yazılarımda gündeme getirdiğim "Avrupa ve Amerika pazarına ümit bağlamamak gerektiğini, aksine içeri bulunan ve Türkiye’den vazgeçmeyen pazarları arttırabilmek için çaba harcanması gerektiğini" sıkça vurguladım.

Bu yazımda da ümitli bakışlar eşliğinde çokça karşılaştığım

“Ne olacak bu gidişat?

Dolacak mı otellerimiz?

Ne olur 2017?” soruları yorumlamaya çalışacağım sizler için..

 

Ne olacak bu gidişat?

 

Şu an ki gidişat, doluluk ve gelirler tablosu, 2016 yılının 15 temmuz öncesine nazaran yukarı doğru ivme kazanarak çıktığını doğruluyor. Türkiye’den vazgeçmeyen Orta Doğu ülkelerinden gelen misafirlerimiz var. Bunlar İstanbul, Sapanca, Bursa, Yalova ve Trabzon seyahatleriyle ve bir o kadar da yapmış oldukları alışverişleriyle gün be gün Türkiye’nin kazancını arttırıyorlar. Bir de İran var.. İran Hükümetinin Türkiye’ye uyguladıkları seyahat yasağının kaldırılması akabinde özellikle İstanbul ve Antalya otellerinin gelir raporlarında olmasa da doluluk raporlarında oldukça yüzünü güldürdü ve güldürmeye de devam ediyor. Kimsenin farkında olmadığı ancak Türkiye’den de hiçbir koşulda vazgeçmeyen lüks segment otellerin şuan ki gözde pazarı Azerbaycan’ı da tabi ki unutmamak gerek.

 

Elbette yarın ki gidişatta aslında bugün aynası olacak, otel lobilerinde Avrupalılar yerine yine Orta Doğulular, kahvaltı salonlarında ise Amerikalıdan ziyade yine İranlılar görmeye devam edeceğiz. Büyük otellerimiz standartlaşmış aksiyon planlarıyla hareket edip; grup rezervasyonlarıyla doluluk arttırmaya, online ve münferit misafirleriyle de gelirlerini yukarıya çekmeye devam edecek. Ufak, butik ve kalitesiyle her geçen gün adından söz ettiren otellerimiz varlığını dün olduğu gibi yarında sürdürecek. Ancak, kimi otellerimiz var ki; dünün dolu otelleri bu konjektör de yapmış oldukları yanlış hamle ve stratejik hatalar sebebiyle ne yazık ki varlığını daha fazla sürdüremeyecek.

  

Dolacak mı bu otellerimiz?

 

Sohbet ettiğim her yatırımcının sorduğu en can alıcı soru. Geleceği hiçbirimizin göremeyeceği gibi, ip üzerinde tek ayak sekerek ilerleyen bir sektörden bahsediyoruz.

 

İstanbul üzerinden konuyu ele almak gerekirse, şuan da doluluklarından ötürü nefes alamayan; toplantı salonlarının ve balo salonlarının tıka basa dolu olduğu oteller düşünün? Yok mu sanıyorsunuz..

 

Geçen ay ki yazımda da belirttiğim gibi, her şey hizmet kalitesine ve personele yatırım yapmaktan geçiyor. Maslak, Levent, Şişli, Beşiktaş ve Taksim bölgesinde yoğunluktan nefes alamayan otellerimiz söz konusu. Demek istediğim bu gibi gerçekleri atlamamak ve göz ardı etmemekte gerek. Otellerin bugünleri sağ salim atlatabilmesi yatırımcı, yönetici ve hatta personel tarafından yapılan stratejik aksiyonlara bağlı.

 

 

Bu yüzden “Dolacak mı bu otellerimiz?” diye soran yatırımcılara sorduğum ilk sorudur “Otelin için ne yaptınız?” Personel çıkartmak, aylarca maaş ödememek, misafire hizmetlerinden kısmak ve çift taraflı bir memnuniyetsizlik.. Piyasa da adı duyulmuş personel bulamayan bir otel ve misafir memnuniyetsizliği sebebiyle ikinci defa gelmeyen veya hakkında yapılan yorumlar sebebiyle gelmekten ilk dakika vazgeçen potansiyel misafir adaylarının kaybı. Elbette ki sonrasında içerisinde bulunduğumuz sektörel kriz sebebiyle kısa zaman içerisinde otelin kapanış haberi. Bir de tersini düşünelim mi? Sektörel krize rağmen gününde yatan maaşlar, çıkarılma korkusu olmayan ve oteline güvenerek canla başla çalışan personel. İlk gelen misafiri ikinci defa tekrar nasıl getirebilirimin hesaplarını yapan bir yönetim ve bu aksiyon planını her şartta destekleyen bir yatırımcı modeli. Şimdi karar sizin..

 

 

Konu ile alakalı son olarakta bir dip not belirtmek isterim ki, bakın Orta Doğu dedim, İran dedim, Azerbaycan dedim. Sürekliliği olan her üç pazar misafirini de değerlendirmek gerekirse; her gelenin tekrar geldiği, beğendiği ve memnun kaldıkları otelleri ise benimseyerek farklı arayışlar içerisine girmedikleri bir gerçek.

Ne olur 2017?

1 Ocak 2017 ve sonrasında da nefes almaya devam.. Ön Büro check in – check out işlemlerine, Kat Hizmetleri çarşaf - nevresim değiştirmeye, Yiyecek İçecek oda servisi ve kahvaltı servisine ve diğer departmanlarda kendi görevlerine devam edecekler.

Naçizane tavsiyem, yatırımcıların havayı koklayarak stratejik hareket etmeleri; yönetici ve personellerin ise özellikle şu geçiş süresinde sirkülasyona sebebiyet verecek eylemlerden daha ziyade çalıştıkları kurumları en iyi şekilde benimseyerek görevlerini icraa etmeye devam etmeleri olacaktır.

 

Sevgi ve Saygılarımla,


Barış TÜRER
Genel Başkan | Taksim Otelciler Platformu

YORUMLAR

  • 0 Yorum