'Sivil Toplumun Sorunları' Serisi - 5
Vizyon
Kimin doğru vizyona sahip olup, kimin olmadığını nereden anlarsınız? Üye yaparken özgeçmişini istediniz, tüzüğü okutttunuz, önceki STK deneyimlerini merak ettiniz, katılımını gözlemlediniz mi? Yoksa bir toplantıya davet edip hemen işlemlerine mi başladınız?
Birebir konuşmalarda veya konuğun yönetime sunduğu etkinlik önerilerinde vizyon zaten kendini belli edecektir, peki siz yönetim olarak bu potansiyeli nasıl değerlendireceksiniz?
Yönetim olarak bir toplanma / işleyiş disiplini geliştirebildiniz mi? Derneğe stratejik konumlandırma, analiz (SWOT..vb.) yapıyor musunuz? Üye listeleri düzenli ve her an her cihazınızan ulaşabildiğiniz yerlerde mi?
Mobil çağa uyum sağlamak, işlemlerde koordine olacağınız mercileri 'eve gidince bakayım, haftaya size döneyim' gibi cevaplarla bekletmemek, motivaslarını bozmamak için sınırları zorlamak gerekiyor.
Bazı üye tipleri var ki; vizyonları geyik yapacakları arkadaşlarının derneğe devamına göre değişir. Onlar toplantıya katılıyorsa katılır, katılmıyorlarsa katılmazlar. Kuruluş sürecinde normal karşılansa da, sonraki dönemlerde kulüp / derneğin işleyişini ya bozar, ya da etkisiz eleman olarak gelmeye devam ederler.
Geçmiş olsun.
Protokol
Hepimizin zaman zaman karşılaştığı birtakım haller vardır ki sistem kilitlenir, yönetmelikler ihtiyacı karşılamaz, tüzük yetersiz kalır. Yine ülke similasyonumuz gereği iki çözümümüz var:
(1) Uzlaşarak yeni yönetmeliği hemen hazırlayıp yürürlüğe sokmak,
(2) Uzlaşma ihtimali ve / veya genel kurul tarihi uzaksa ilgili makamları bilgilendirerek (umalım ki statüko yerine vizyonu savunsunlar) çeşitli fiili çözümlere gitmek, en kısa zamanda da bunu resmileştirmeye çalışmak.
Tabii vizyona ek yapmış olalım, yıllardır zahmetli / bürokrasi aşığı yöntemlerle ilerleyen üye tipleri; mevcut durumu her zaman yeni, hızlı, kolay ve teknolojik sistemlere geçerken harcanacak ufak tefek emeklere tercih eder. Anlatın laf anlatabilirseniz.
Liderlik
Lider yaratmak istiyor musunuz? Yoksa elinizdekini koruma ve eskilere rakip çıkarmamak mı amacınız?
Çok sık rastlanıyor çünkü bu modellere. Sanki her gelen çalışkan üye ertesi gün devrim yapacak, sanki bütün eski üyeler yeni ve vizyoner üyelere destek oluyor da...
Temeldeki sorun yeniliğe alışamamak, sistem değişimi korkusu, işine karıştırmamak, 'en iyi ben bilirim'cilikten daha derin. Temeldeki sorun, birlikte yaşayamamak. STK’lara ülkenin bir minyatürü, simülasyonu demiştik ya, temele indikçe daha da göze çarpıyor.
Projeleri sık engellenen, en çok itiraz edilen, en çok yavaşlatılmaya çalışılan üyelerin karakter özelliklerine dikkat edin. Belki en çok destek olunması gereken, en gelecek vaat eden üye tipi odur da siz farkında değilsinizdir...
Yersiz inisiyatiften toplumumuz pek haz etmez. Koordine, ancak fazla inisiyatiften de pek haz etmez. Çözüm odaklı, tuttuğunu koparan kişilik yapısını da hazmetmekte güçlük çeker. Toplum sever ki emek veren emek versin ama boş boş hiç destek olmamış herkese teşekkür etsin.
Kurumsal yapıda derneklerin teşekkür e-postalarını bir gözünüzün önüne getirin. Kaçı gerçekten destek oluyor, kaçına kurumsal mecburiyetler ve nezaketten gönderdiniz?
İnsan olanın zaten bu ayrımı fark edip, sonraki etkinlikleri takip ve destek olması beklenir.
Not: Bekleyiş biraz uzun da sürebilir.
Devam edecek...
Erhan Us
A.D.1644 Marketing Group CEO