Bornova’da Kamil Tunca Caddesi’nde otel inşaatında geçen yıl 30 Aralık’ta kule vinç, yükseltme çalışmaları sırasında devrilmiş, vincin arka ağırlığı işçi yatakhanesi olan konteynerlerin üzerine düşmüştü. Vincin yükseltilmesi işini yapan 38 yaşındaki Aslan Akkaya, 41 yaşındaki Ali Şükrü Duru ve 39 yaşındaki Ümit Kara ile konteynerde kalan 32 yaşındaki Fesih Çiftçi, 38 yaşındaki Yıldırım Sarı ve 28 yaşındaki Baykal Gündüz hayatlarını kaybetmişti.
Olayın ardından inşaat firmasının sahibi 34 yaşındaki Emrullah Yolçi, şantiye şefi 30 yaşındaki Muhammet Yolçi, iş güvenliği sorumlusu 39 yaşındaki Fikret Kamil Aydın ile vinç sahibi 30 yaşındaki İrfan Kasırga polis ekipleri tarafından gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Yürütülen soruşturmanın ardından 7 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede Emrullah Yolçi, Muhammet Yolçi, Fikret Kamil Aydın ve İrfan Kasırga’nın yanı sıra firmanın ortağı 39 yaşındaki Alim Emiroğlu, ölen işçilerin bağlı olduğu taşeron firmanın sahibi 43 yaşındaki Naci Özel ve kule vinç firma sahibi 43 yaşındaki savaş akkaya hakkında Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istendi.
Kazanın oluşu hakkında bilgilerin de yer aldığı iddianamede olay günü, kule vincin 110 metre yükseklikten 116 metreye yükseltilmesi işinin Aslan Akkaya ve Ali Şükrü Duru tarafından yapıldığı, 2 işçinin vinci yükseltmede kullanılan teleskobun etrafındaki çalışma platformunda çalıştıkları belirtildi. Kule vinç operatörü Ümit Kara’nın ise hemen üstlerinde operatör kabininde kule vinci yükseltilmesi işini yapan çalışanların talimatlarına göre, yükseltmede kullanılan 2 adet mastı kaldırma işini yaptığı belirtildi. Kule vincin, kanca ucuna denge ağırlığı takılmaması, teleskopun bağlantı pimlerinin ve birbirine eklenen 2 adet mastın pimlerinin vincin alt kısımlarına eksiksiz olarak monte edilmemesi ve kulenin hareket ettirilen bölümünün uygun şekilde inşaata tam olarak sabitlenmemesi nedeniyle yükseltme işi yapılırken, mastlarında mekanik gerilme ve burulma etkisiyle yaşanan deformasyon sonucu üst donanımlarının devrildiği de iddianamede belirtildi.
İddianamede yer alan bilirkişi raporunda, dosya içeriğinde kule vincin yükseltilmesi işi esnasında bu konularda yeterli bilgiye sahip ve uzmanlığı bulunan teknik 1 kişinin görevlendirilmediğinin anlaşıldığının altı çizilirken Aslan Akkaya ve Ali Şükrü Duru’ya kule vinç tamiri, tadili ve kontrolünün yanı sıra iş sağlığı ve güvenliği konularında özel olarak eğitim verildiğine dair herhangi bir sertifika bulunmadığı da raporda yer buldu.
Duru ile Akkaya’nın emniyet kemeri kullanmadıkları, kule vinçten bağımsız olarak dikey yaşam hattı tesis edilmediğine de yer verilen iddanamede inşaat iş yerinde, barınma yeri olarak tesis edilen alanın kule vincin hemen alt kısmında olduğu, kazaya maruz kalan işçilerin bulundukları konteynerin kule vinç gövdesine olan uzaklığının yaklaşık 5 metre olduğunun tespit edildiği de yer aldı.
Emrullah Yolçi ve Alim Emiroğlu ile şantiye şefi olduğu anlaşılan Muhammed Yolçi bakımından yapılan değerlendirmede, kule vinç yükseltme işlemi teknik ve iş güvenliği yönünden hatalı şekilde yapılmasına ve kule vincin yükseltilmesi işi esnasında bu konularda yeterli bilgiye sahip ve uzmanlığı bulunan teknik kişinin görevlendirilmemiş olmasına rağmen söz konusu duruma müdahale edilmediğinin, kule vinç yükseltilmesi işi kazazedelerin inisiyatifine bırakıldığının altı çizildiği iddanamede ayrıca olayın meydana geliş tarzından iş yerinde gerekli iş disiplini ve organizasyonun sağlanmadığı, çalışan işçilerin kendi inisiyatifinde bırakıldığı, güvenli çalışmanın sağlanabilmesi için gerekli takip ve denetimin yapılmadığı, bu sebepten asıl işveren olan inşaat firmasının iş yerinde denetim, gözetim ve kontrol yükümlüğünü yerine getirmediği yer aldı.
Bilirkişi raporunda Fikret Kamil Aydın ve İrfan Kasırga’nın kazanın meydana gelmesinde teknik yönden etken olmadıkları belirtildi, Başsavcılık tarafından yapılan değerlendirmede bu şüphelilerin de olayın meydana geliş şekli dikkate alındığında kusurlu olduklarının değerlendirildiği ve haklarında kamu davası açmak için yeterli şüphenin mevcut olduğuna vurgu yapıldı.