Turizmin başkenti Antalya Serik'te bir otelde kat görevlisi olarak çalışan kadın işçi, iddiaya göre alkollü olduğu belirlenen yabancı uyruklu otel müşterisinin cinsel tacizine uğradı.
Adamın sarhoş olmasını fırsat bilerek tacizden kurtulsa da bir süre sonra aynı müşterinin ikinci kez cinsel saldırısına maruz kalan kat görevlisi, işverenin yaşanılanlara kayıtsız kalması karşısında hayatının şokunu yaşadı.
Ertesi gün eşiyle birlikte polis merkezine giden genç kadın, saldırgandan şikayetçi oldu ve işinden istifa etti. Cumhuriyet savcısının hazırladığı iddianame sonrası saldırgan hakkında ceza davası açıldı. Kıdem tazminatını alamayan mağdur kadın işçi ise İş Mahkemesi'nin yolunu tuttu.
Oteldeki odalardan birinde temizlik yaptığı sırada otel müşterilerinden biri tarafından cinsel tacize uğradığını, çalıştığı ortamda yeterli güvenlik önlemi alınmadığı için aynı kişinin iki defa tacizine maruz kaldığını öne süren kadın kat görevlisi koridorlarda bulunan kamera kayıtlarında müşterinin görüldüğünü, saldırgan hakkında herhangi bir işlem yapılmadığını, taciz olayı nedeni ile karakolda ifade verdiğini, iş sözleşmesinin haklı fesih edildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatını istedi.
Mahkeme, iş verenin taciz olayından sonra gerekli önlemleri aldığı, davacının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verirken kararı davacı kadın temyiz edince devreye giren Yargıtay 9. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza atarak kadın işçinin kıdem tazminatına hak kazandığına hükmetti.
İlk cinsel saldırı girişiminde şef ya da diğer yetkililerce etkili bir önlem alınmadığının ortaya çıktığına dikkat çekilen Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi:
''Aynı gün başka odanın temizliği sırasında tekrar taciz olayı gerçekleşmiş, şefin olayla ilgili müdahalesi ve net bilgisi olduğu halde yine etkin bir biçimde tacize uğrayan korunmamış ve tacizci ile ilgili gerekli önlemler alınmamıştır. Davacının her iki olay sebebiyle çalışmasına devam ettirildiği, hatta tanık beyanına göre ikinci olay ardından güvenlik görevlisi eşliğinde çalışmasının sağlandığı, tacizci müşteri ile ilgili hiçbir işlem yapılmadığı, bu yönde kamera kayıtları alınarak kolluk güçlerine haber verilmediği anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlık bakımından davalı işverenin tacizi önleyecek ve sonrasında tacizcinin cezalandırılmasını sağlayacak şekilde gerekli adımları atmadığı anlaşılmakta olup, davacı işçinin iş sözleşmesini 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 24/2-b maddesine göre haklı nedenle feshettiği sonucuna varılarak istek konusu kıdem tazminatının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. İş Mahkemesi'nin hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.''
Adamın sarhoş olmasını fırsat bilerek tacizden kurtulsa da bir süre sonra aynı müşterinin ikinci kez cinsel saldırısına maruz kalan kat görevlisi, işverenin yaşanılanlara kayıtsız kalması karşısında hayatının şokunu yaşadı.
Ertesi gün eşiyle birlikte polis merkezine giden genç kadın, saldırgandan şikayetçi oldu ve işinden istifa etti. Cumhuriyet savcısının hazırladığı iddianame sonrası saldırgan hakkında ceza davası açıldı. Kıdem tazminatını alamayan mağdur kadın işçi ise İş Mahkemesi'nin yolunu tuttu.
Oteldeki odalardan birinde temizlik yaptığı sırada otel müşterilerinden biri tarafından cinsel tacize uğradığını, çalıştığı ortamda yeterli güvenlik önlemi alınmadığı için aynı kişinin iki defa tacizine maruz kaldığını öne süren kadın kat görevlisi koridorlarda bulunan kamera kayıtlarında müşterinin görüldüğünü, saldırgan hakkında herhangi bir işlem yapılmadığını, taciz olayı nedeni ile karakolda ifade verdiğini, iş sözleşmesinin haklı fesih edildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatını istedi.
Mahkeme, iş verenin taciz olayından sonra gerekli önlemleri aldığı, davacının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verirken kararı davacı kadın temyiz edince devreye giren Yargıtay 9. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza atarak kadın işçinin kıdem tazminatına hak kazandığına hükmetti.
İlk cinsel saldırı girişiminde şef ya da diğer yetkililerce etkili bir önlem alınmadığının ortaya çıktığına dikkat çekilen Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi:
''Aynı gün başka odanın temizliği sırasında tekrar taciz olayı gerçekleşmiş, şefin olayla ilgili müdahalesi ve net bilgisi olduğu halde yine etkin bir biçimde tacize uğrayan korunmamış ve tacizci ile ilgili gerekli önlemler alınmamıştır. Davacının her iki olay sebebiyle çalışmasına devam ettirildiği, hatta tanık beyanına göre ikinci olay ardından güvenlik görevlisi eşliğinde çalışmasının sağlandığı, tacizci müşteri ile ilgili hiçbir işlem yapılmadığı, bu yönde kamera kayıtları alınarak kolluk güçlerine haber verilmediği anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlık bakımından davalı işverenin tacizi önleyecek ve sonrasında tacizcinin cezalandırılmasını sağlayacak şekilde gerekli adımları atmadığı anlaşılmakta olup, davacı işçinin iş sözleşmesini 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 24/2-b maddesine göre haklı nedenle feshettiği sonucuna varılarak istek konusu kıdem tazminatının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. İş Mahkemesi'nin hükmünün bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir.''