Trizm sektörünün haber radyosu Turizm FM'in haberine göre seyahat ve turizm sektörü Covid-19, yüksek enflasyon ve ekonomik belirsizlik gibi zorlukların ardından toparlanma sürecine girerken turizm, finans, üretim, perakende, kimya, lojistik, ilaç başta olmak üzere tüm sektörlerde faaliyet gösteren şirketlere bağımsız denetim hizmeti veren KPMG tarafından yayımlanan Küresel Dinlenme Eğilimleri 2024 raporundaa 2023 yılında uluslararası ziyaretçi sayısının bazı pazarlarda yüzde 20-30 oranında arttığı belirtildi.2024 yılında küresel seyahat ve turizm gelirlerinin yüzde 8,3'lük bir büyümeyle 1 trilyon dolara ulaşmasının beklendğine dikkat çekilen raporda, seyahat ve dinlenme sektörüne yapılan küresel yatırımın biir önceki yıla göre yüzde 25 artacağı, otellerin oda başına rekor gelirler elde ettiği ve sektörün dört temel alana odaklanarak büyümeyi hedeflediği ifade edildi.
Rapora göre seyahat turizm sektörünün öncelikli alanları şu şekilde sıralandı
İnorganik büyüme: Birleşme ve satın alma faaliyetlerinde düşüş görülse de Çin, Hindistan, Japonya ve Almanya gibi bölgelerde yeniden hareketlilik yaşanıyor. Stratejik satın almalar ve iş birlikleri sektörün büyüme potansiyelini artırıyor.
Performans geliştirme: Şirketler, artan maliyetler ve enflasyon baskısı karşısında operasyonlarını optimize ederek daha az kaynakla daha fazlasını başarmaya çalışıyor.Teknoloji kullanımı: Üretken yapay zeka dahil olmak üzere dijitalleşme, insan dokunuşunu kaybetmeden hizmet kalitesini artırmak için önemli bir araç olarak görülüyor.Müşteri odaklılık: Şirketler, müşteri deneyimini ve sadakatini artırmaya yönelik stratejilere ağırlık veriyor. Kişisel dokunuşlar ve seyahat dışı hizmetler gibi yenilikçi yaklaşımlar dikkat çekiyor.Raporun sektördeki zorluklara rağmen yeni fırsatlar sunduğunu belirteen KPMG Türkiye Taşımacılık ve Turizm Sektör Lideri Mert Öner şirketlerin bu içgörülerle büyüme stratejilerini şekillendirebileceğini belirtirken rapora göre, küresel turizm sektörü pandemi sonrası dönemde toparlanma işaretleri gösterse de yüksek faiz oranları, düşük tüketici güveni ve ekonomik büyümedeki durgunluk gibi zorluklarla başa çıkmaya devam ediyor.
