Turizm sektörünün haber radyosu Turizm FM'in haberine göre Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı oya narin Türkiye'nin turizm gelirlerinin daha önceki programlarda 120 milyar dolara kadar çıkabileceğini, normal kendi ivmesine bırakıldığı zaman 100 milyar dolarları muhakkak göreceğini söyledi.
2020 yılında TÜSİAD ile birlikte yayınladıkları turizm raporunu hatırlatarak Turizm Dönüşüm hamlesiyle mevcut kapasitenin dönüştürülmesi, çağa uygun yenilenmesi, bazılarının eğitim bazılarının destinasyon alanlarının toparlanması, sağlık turizmi, üçüncü yaş turizmi gibi bu turizm alanlarının önünün açılması halinde 135 milyar dolara kadar gidilebiliceğini öngördüklerini kaydeden TTYD Başkanı Oya Narin şunları söyledi:
''Bu da 120 milyon kişi demek. Şu anda Turizm Bakanlığımızın hedefi 2028'de 100 milyar doları görmek. Önümüzdeki sene ve ondan sonraki sene önemli. Şu andaki Orta Vadeli Plan'a göre 2028 için bu rakam 90 milyar dolar. Bakanlık biraz daha geniş kapsamlı bakıyor. İkinci yüzyıla girerken yeni bir turizm anlayışı lazım. Mevcudu sürdürmek, yenilemek, daha fazla katma değer yaratmak, turizmin mevcut yatak kapasitesinin artırılması değil tek konu, mevcudun dönüştürülerek daha fazla katma değer yaratılması, daha fazla gelir artırılması gerekiyor. Bu halde 135 milyar dolara kadar biz ekonometrik ölçümlemelerle ortaya çıkan bir çalışma ürünüdür. İki sene çalıştık bu modellemelerde. Bunu yeni revize ettik. Turizmin gayrisafi milli hasılaya şu anda yüzde 5,5 olan payı yüzde 7,5'e kadar çıkabiliyor. 135 milyar doları görebiliyoruz. 2033'e kadar Türkiye'yi 800 milyon turistin ziyaret etmesini öngörüyoruz.''
Türkiye'nin sağlık turizmi anlamında katma değerli dönüşümüne değinenve Türkiye'nin bu alandaki çalışmalarını daha da genişletmesi gerektiğine dikkati çeken Oya Narin şu anda yatak kapasitesinin yarısının 180 gün kullanıldığını ve kapasite kullanımının yüzde 40-50 civarında olduğu belirterek şöyle devam etti:
''Dolayısıyla bu 180 günü bir kere eğer 210-250 güne çıkarabilirsek oradan çok ciddi gelirimiz olacak. Bu da nasıl olacak? Spor turizmi, kültür turizmi, wellness sadece sağlık. Wellness'ın içerisine bunu koymamız lazım. Şu anda bizim sağlık turizmi olarak gördüğümüz hakikaten ameliyata gelen, tedavi olan insanları daha çok sağlık turizmi içerisinde görüyoruz. Jeotermal ve termal tesisleri de bunun içerisinde bir nebze görüyoruz. Ama bizim önümüzdeki dönemde sağlık turizmi dediğimiz zaman well being turizminin gelişmesi lazım. Bu muazzam bir pazar. Dolayısıyla işi sadece hastane, otel periferisinde değil iyi olma alanına taşıdığımız zaman bu turizm farklı rotalara farklı alanlara doğru ilerleyecek. Bölgeleri de geliştirecek.''
Türkiye'nin turizm tanıtımına da değinerek, Türkiye'nin tanıtım açısından bir sıkıntısı olmadığını ve tanıtımda çok iyi olduğunu vurgulayan ttyd başkanı Narin açıklamalarına şu şekilde devam etti:
''Bir kere ürünümüz güzel, fiyatımız güzel. Burada bir kere varış noktalarındaki havalimanları, havalimanı operasyonları çok önemli. Antalya Havalimanı'nın büyümesi, İzmir havalimanının, Dalaman'ın daha iyi kullanılması gerekiyordu. Dolayısıyla iş aslında uçak planlamasıyla, tarifeli seferlerle başlıyor. İspanya turizmine bakarsanız, 110 milyon gidiyorsa yarısı paket turlarla değil kendisi gidiyor. Defalarca gidiyor. Tarifeli seferlerle gidiyor işte Ryan Air, Easy Jet gibi. Muhakkak da bir evi oluyor ve o evi kendisi, akrabaları, çocukları kullanıyor. Dolayısıyla biz Turizm Dönüşüm Planımızda da hep bundan bahsettik. Ya yeni oteller yapacaksınız yine 180 gün çalışacak, yarı zaman boş kalacak. Ya da sezonu yayacaksınız Well-being, spor, kültür paketleriyle birlikte. Atıl duran, senede 1 ay kullanılan ikinci turizm konutlarının turizme kazandırılması da önemli. Turizm Konutları Kanunuyla birlikte belki burada da bir hareket olacak. Çünkü kontrolsüz bir düzen vardı. Şimdi kontrollü, sağlıklı, güvenli ve vergilendirmiş olacak. Dolayısıyla haksız rekabet ortadan kalkmış olacak.''
Bütün dünyada global otel markalarının artık her şey dahil paketlere girdiğini ifade eden TTYD Başkanı Oya Narin açıklamasının devamında şunları kaydetti:
''Dünyadaki bütün markalar her şey dahile giriyorlar. Çünkü en fazla paket turla seyahat eden aile. Dünyada aile birimi bütçesini bilmek istiyor. Bütçesini bilmek istediği için muhakkak her şey dahili tercih ediyor. Böyle devam edecek. Çünkü çocuk sahibi olmak Avrupa'da da özendiriliyor. Zaten bizim gibi ülkelerde çocuk artıyor. Dolayısıyla her şey dahil tercih edilen bir sistem.''
Sektörde çalışanların sayısının artırılarak sürdürülebilir bir alan yaratılması gerekliliğine dikkati çekerek orta ve üst kademede yöneticilik denildiğinde daha çok otelcilikten ziyade işletme, iktisat gibi konuların ön plana çıktığını hatırlatan Oya Narin şöyle devam etti:
''Bizim orta ve alt kademedeki kadrolar için daha çok sertifika programları, iki yıllık programlar açmamız ve özendirmemiz lazım. Eskiden askerlik meselesi bir sorundu şimdi o ortadan kalktı. Bu anlamda bizim biraz daha çalışmamız lazım ama meslek liseleri açısından Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve sektör ortak bir çalışma yaptı. Orada 200'e yakın meslek lisenin birçoğu tesisler tarafından, yatırımcılar tarafından hamilendi. O süreç devam ediyor. O okullardan çıkan stajyerlere her yaz iş garantisi veriliyor. Bunlar en azından asgari ücret üzerinde ücret alıyorlar, okul ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Otellerde çalışan müdürler orada gidip ders verebiliyor. Böyle bir sinerji yaratıldı. Çok da faydalı çünkü hepsinin iş garantisi oluyor.''