Yüksek sezonun bitmesine iki ay kalınca Temmuz ve Ağustos ayından sonra turizm sektörünü yönünü bir sonraki sezona çevirirken pandemi dönemindeki sayıların yakaladığı 2023 turizm sezonunda turizm sektöründe maalesef son yılların en büyük mutsuzluğu hakim.
Deprem, seçim ve orman yangınlarıyla başlayan sezonda Antalya’ya gelen turist sayısı hiç de azımsanacak sayılarda olmasına rağmen gün itibarı ile havayolu ile gelen turist sayısı 10 milyona dayandı. Akdeniz’in yıllardır en önemli destinasyonu Mayorka’nın yüzde 20 üzerinde seyreden gelişler yıl sonunda Antalya’yı açık ara Akdeniz’in liderliğine taşıyacak. Turizm gelirlerine dair Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından paylaşılan son verilere göre kişi başı turizm geliri ilk 6 ayda 1000 dolara yaklaştı. Bu da gördüğümüz en yüksek turist geliri rakamlarından biri. Gayet olumlu gözüken bu gerçeklerin yanında turizmcilerde özellikle de konaklama sektöründe kasvetli bir mutsuzluk bulutu hakim durumda. Sektörün bir kesimi niye mutsuz? Acaba bu sadece kişisel ticari kaygılardan kaynaklanan özel bir durum mu, yoksa gerçekten tersine giden bir şeyler mi var?
Aylardır bir yandan sezonun tüm zamanların rekorunu kırdığını, bir yandan da otellerin günlük kiralık evlerden dolayı dolmadığını turizm sektörünün önde gelen STK başkanları dillendirip duruyor. Turist sayılarının iyi seyrettiği de doğru, özellikle bazı bölgelerde yüksek sezona rağmen doluluk sorunu olduğu da. Yani uçaklar dolu, oteller boş gibi.
Bu yıl da buna konsantre olduk. Yüksek seyreden sayılar neden otellere yansımıyor? Acaba pandemi ertesi turizm şekil değiştirerek başka bir boyuta mı geçti? Turistler oteller yerine neden başka alternatiflere yöneliyor? Uçaklar dolu oteller boş mu? Turist rotasını daha ucuz ülkelere mi çevirdi? Aşırı sıcaklar turisti olumsuz etkiliyor mu? Aşırı yatak kapasitesi Antalya’ya yaramadı mı? Antalya kan mı kaybediyor?
aslında ortada pek panikleyecek bir durum yok. Dünyanın bütün turizm destinasyonları bugünlerde benzer konularla cebelleşiyorlar. Hatta bir çoğunun ilave bir çok derdi daha var. Ağustos itibarı ile hem uçaklar, hem oteller doldu. Söylenildiği gibi, Mısır, Dubai, Maldivler gibi alternatifler Antalya’ya gelmek isteyenleri pek yolundan etmiyor. Ancak kafaları kuma gömmeden fiyat artışlarının turizme yansımasının göz ardı edilmemesi gerekiyor. Benzinden domatese, asgari ücretten elektriğe, alkolden deterjana hiçbir şeyin fiyatı geçen sene ile aynı değil. Hizmete her şey dahil olunca yansıması da o derece şiddetli oluyor. Bu durumda artan fiyatlar ve artacağı öngörülen fiyatlandırmaların yansıması turistin bir gerçeği.
Bir kesim turistin otelden kaçmasının nedenini artan fiyatlara bağlıyorken, muhataplar fiyat artışının nedenlerini açıklamaya çalışıyor. Her pencerede farklı bir resim. Ancak siz fiyatı nereye çekerseniz çekin, talep ve piyasa şartları fiyatın yönünü belirliyor. Hiç kimse bu şartlarda zararına ticareti göze alıp, rekabet uğruna fiyatın dibine vurmayı göze alamaz. Bununla birlikte hiç kimse ürünün ederinin üzerindeki karlılığını taşınamayacak bir yere çekmeyi göze alamaz. Bu otelden, taşımaya, uçaktan, incoming hizmetine, her birim için geçerli.
Keşke dünyada seyahat eden 1,5 milyar turist zengin olsaydı da bunları hiç konuşmasaydık. Bu sezondan herkesin kendine çıkarımlar yapacağı bir gerçek.
Antalya Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu Başkanı Recep Yavuz