Oysa turizm, Türkiye ekonomisinde en rekabetçi koşullarda hizmet sunan, katma değeri ve döviz girdisi en yüksek sektör olabilir.
Bunun nasıl olabileceğine dair çözüm önerileri TÜRSAB, TUREB, POYD, TUADER, TUYED, ICVB, GDT gibi ulusal turizm paydaşları, oteller ve seyahat acenteleri yetkililerinin görüşlerinin de aktarıldığı bir tez çalışmasında ortaya kondu.
İpek Itır Can’ın “Türkiye Ekonomisinde Turizmin Öncü Sektör Olmasını Sağlayacak Uygulamalar: Ulusal Paydaşların Görüşlerine İlişkin Bir Araştırma” başlıklı yüksek lisans tezinde, “Türkiye’nin uluslararası pazardaki imajına dair araştırmalar yapılması, bilgi çağının koşullarına uygun tanıtım çalışmalarının yürütülmesi, politik söylemlerin turizmin üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için gerekli bilincin sağlanması, bölgesel ve tematik tanıtıma ağırlık verilmesi, Türkiye’ye daha çok döviz bırakacak turist profiline yönelik pazarlama etkinliklerinin uygulanması, çeşitliliğin artırılması, iç turizmin daha çok önemsenmesi, mevcut yasaların revize edilmesi, turizm eğitimi veren kurumlarda yenilikler yapılması” gibi çözüm önerileri öne çıktı.
Son yedi yıldır turizm ihracatı, mal ihracatından daha hızlı büyüyor ve ülkelerin dış ticaret açığı üzerinde olumlu etki yaratıyor. 2019 yılında 1,5 milyar olan uluslararası varış seviyesinin ise 2030 yılında 1,8 milyara ulaşacağı öngörülüyor.
Bu tablo içinde son beş yıldır turist sayısı açısından dünyada ilk 6 ülke arasında yer alan türkiye, bununla birlikte turizm gelirleri açısından aynı başarıyı gösteremiyor, gelebileceği en iyi noktaya gelemiyor, turist sayısı açısındansa daha üst sıralara tırmanamıyor. Çünkü Türkiye’de turizmin kitle turizmine ağırlık verilmesi, gelen nitelikli turist sayısının az olması, Türkiye imajının uluslararası camiada olumsuz olması, tanıtım çalışmalarının yetersiz olması, ürün çeşitliliğinin az olması, yerel yönetimlerin sektöre yeterince dahil edilmemesi, kalifiye turizm çalışanı sayısının yetersizliği, tek sesliliğin olmaması, ülkenin krizlere fazla duyarlı olmas” gibi sorunları bulunuyor.
Peki Türkiye’de turizm sektörü sahip olduğu tüm olumlu yönlerle birlikte en iyi noktaya nasıl ulaşabilir, en önemli döviz girdisini sağlayacak bir sektöre nasıl dönüşebilir?
İstanbul Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans mezunu, Anadolu Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Anabilim Dalı Doktora öğrencisi, Araştırma Görevlisi İpek Itır Can’ın Prof. Dr. İsmail Kızılırmak’ın danışmanlığında hazırladığı “Türkiye Ekonomisinde Turizmin Öncü Sektör Olmasını Sağlayacak Uygulamalar: Ulusal Paydaşların Görüşlerine İlişkin Bir Araştırma” başlıklı yüksek lisans tezi, bu soruya cevap veriyor.
Ulusal turizm paydaşlarından Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Türkiye Turist Rehberleri Birliği (TUREB), Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD), İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB), Gastronomi Turizmi Derneği (GYT), turizm akademisyenleri Derneği (TUADER), Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED), oteller, seyahat acenteleri, turizm akademisyenleriyle yüz yüze ve derinlemesine görüşülerek, ayrıca Kültür ve Turizm Bakanı’nın açıklamalarından yararlanılarak hazırlanan tezde, Türkiye’de turizm sektörünün gelişmesi ve öncü konuma gelmesi için turizmin imajını güçlendirmek, Türkiye’nin turizm potansiyelini artırmak, Türkiye’nin sahip olduğu uluslararası turizm pazarını genişletmek başlıkları altında çözüm önerileri ortaya konuyor.
Türkiye’nin sahip olduğu uluslararası turizm pazarını genişletmek için Türkiye’ye hali hazırda gelmekte olan turistler korunurken, buna ek olarak daha önce hiç gelmemiş turistleri çekmek için çalışmalar yapılmasının gerekliliği vurgulanıyor. Türkiye’nin yönelmesi gereken hedef kitleler; genç turistler, nitelikli turistler (Avrupalı/Batılı turistler), Uzak Doğulu turistler, kültür ve dini seyahat turistleri şeklinde belirleniyor.
Tezde ortaya konan diğer öneriler arasında; turizmle ilgili mevcut yasaların bilgi çağına uyum sağlayacak şekilde revize edilmesi, stratejilerin ve planların tasarlanma sürecine turizm paydaşlarının daha çok dahil edilmesi, turizm eğitimi veren kurumlarda sektörün isteklerine yönelik yenilikler yapılması, yerel halka ve özellikle turizmden doğrudan veya dolaylı gelir elde eden kişilere turizmle ilgili bilinçlendirme eğitimleri verilmesi, paket tur bağımlılığının azaltılarak münferit rezervasyon miktarını artırıcı çalışmalar yapılması, kriz durumlarında turistik işletmelere devlet tarafından maddi yardımlar veya kolaylaştırıcı teklifler getirilmesi de yer alıyor.
Bunun nasıl olabileceğine dair çözüm önerileri TÜRSAB, TUREB, POYD, TUADER, TUYED, ICVB, GDT gibi ulusal turizm paydaşları, oteller ve seyahat acenteleri yetkililerinin görüşlerinin de aktarıldığı bir tez çalışmasında ortaya kondu.
İpek Itır Can’ın “Türkiye Ekonomisinde Turizmin Öncü Sektör Olmasını Sağlayacak Uygulamalar: Ulusal Paydaşların Görüşlerine İlişkin Bir Araştırma” başlıklı yüksek lisans tezinde, “Türkiye’nin uluslararası pazardaki imajına dair araştırmalar yapılması, bilgi çağının koşullarına uygun tanıtım çalışmalarının yürütülmesi, politik söylemlerin turizmin üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için gerekli bilincin sağlanması, bölgesel ve tematik tanıtıma ağırlık verilmesi, Türkiye’ye daha çok döviz bırakacak turist profiline yönelik pazarlama etkinliklerinin uygulanması, çeşitliliğin artırılması, iç turizmin daha çok önemsenmesi, mevcut yasaların revize edilmesi, turizm eğitimi veren kurumlarda yenilikler yapılması” gibi çözüm önerileri öne çıktı.
Son yedi yıldır turizm ihracatı, mal ihracatından daha hızlı büyüyor ve ülkelerin dış ticaret açığı üzerinde olumlu etki yaratıyor. 2019 yılında 1,5 milyar olan uluslararası varış seviyesinin ise 2030 yılında 1,8 milyara ulaşacağı öngörülüyor.
Bu tablo içinde son beş yıldır turist sayısı açısından dünyada ilk 6 ülke arasında yer alan türkiye, bununla birlikte turizm gelirleri açısından aynı başarıyı gösteremiyor, gelebileceği en iyi noktaya gelemiyor, turist sayısı açısındansa daha üst sıralara tırmanamıyor. Çünkü Türkiye’de turizmin kitle turizmine ağırlık verilmesi, gelen nitelikli turist sayısının az olması, Türkiye imajının uluslararası camiada olumsuz olması, tanıtım çalışmalarının yetersiz olması, ürün çeşitliliğinin az olması, yerel yönetimlerin sektöre yeterince dahil edilmemesi, kalifiye turizm çalışanı sayısının yetersizliği, tek sesliliğin olmaması, ülkenin krizlere fazla duyarlı olmas” gibi sorunları bulunuyor.
Peki Türkiye’de turizm sektörü sahip olduğu tüm olumlu yönlerle birlikte en iyi noktaya nasıl ulaşabilir, en önemli döviz girdisini sağlayacak bir sektöre nasıl dönüşebilir?
İstanbul Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans mezunu, Anadolu Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Anabilim Dalı Doktora öğrencisi, Araştırma Görevlisi İpek Itır Can’ın Prof. Dr. İsmail Kızılırmak’ın danışmanlığında hazırladığı “Türkiye Ekonomisinde Turizmin Öncü Sektör Olmasını Sağlayacak Uygulamalar: Ulusal Paydaşların Görüşlerine İlişkin Bir Araştırma” başlıklı yüksek lisans tezi, bu soruya cevap veriyor.
Ulusal turizm paydaşlarından Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Türkiye Turist Rehberleri Birliği (TUREB), Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD), İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB), Gastronomi Turizmi Derneği (GYT), turizm akademisyenleri Derneği (TUADER), Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED), oteller, seyahat acenteleri, turizm akademisyenleriyle yüz yüze ve derinlemesine görüşülerek, ayrıca Kültür ve Turizm Bakanı’nın açıklamalarından yararlanılarak hazırlanan tezde, Türkiye’de turizm sektörünün gelişmesi ve öncü konuma gelmesi için turizmin imajını güçlendirmek, Türkiye’nin turizm potansiyelini artırmak, Türkiye’nin sahip olduğu uluslararası turizm pazarını genişletmek başlıkları altında çözüm önerileri ortaya konuyor.
Türkiye’nin sahip olduğu uluslararası turizm pazarını genişletmek için Türkiye’ye hali hazırda gelmekte olan turistler korunurken, buna ek olarak daha önce hiç gelmemiş turistleri çekmek için çalışmalar yapılmasının gerekliliği vurgulanıyor. Türkiye’nin yönelmesi gereken hedef kitleler; genç turistler, nitelikli turistler (Avrupalı/Batılı turistler), Uzak Doğulu turistler, kültür ve dini seyahat turistleri şeklinde belirleniyor.
Tezde ortaya konan diğer öneriler arasında; turizmle ilgili mevcut yasaların bilgi çağına uyum sağlayacak şekilde revize edilmesi, stratejilerin ve planların tasarlanma sürecine turizm paydaşlarının daha çok dahil edilmesi, turizm eğitimi veren kurumlarda sektörün isteklerine yönelik yenilikler yapılması, yerel halka ve özellikle turizmden doğrudan veya dolaylı gelir elde eden kişilere turizmle ilgili bilinçlendirme eğitimleri verilmesi, paket tur bağımlılığının azaltılarak münferit rezervasyon miktarını artırıcı çalışmalar yapılması, kriz durumlarında turistik işletmelere devlet tarafından maddi yardımlar veya kolaylaştırıcı teklifler getirilmesi de yer alıyor.