Geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklama ile turizm sektöründe yaşanan sorunların mevcut iktidarın yanlış politikalarından kaynaklandığı belirten Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan Yardımcısı ve Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler turizmciye yönelik kredilerin açılmaması halinde önümüzdeki Ekim ayından sonra turizm sektörünü çok zor günlerin beklediğini söyledi.
Sektörün zora düştüğünde ilk hamlesinin personel azaltmak olduğunu, bu yüzden yoğun işten çıkarmalar yaşanabileceğini ya da otellerin yeni yaz sezon öncesine kadar kapatılabileceğini belirterek halihazırda yabancı tur operatörleri ile sözleşme aşamasında olduklarını, kredilerin açılması yada açılacağına dair umut veren açıklamaların gelmesi durumunda yatırım kararı alabileceklerine ve fiyat artışlarını yapabileceklerine değinen Mehmet İşler aksi takdirde Ekim ayından sonra otellerin zorunlu olarak kalifiye elemanlarını kaybedebileceğini söyledi.
Turizm sektörünün son birkaç yıldır üst üste gelen birçok olumsuzlukla mücadele ettiğini, buna rağmen turizm gelirlerinde tarihi rekorlara imza attığını belirten, son ekonomik gelişmelerin ise artık önlerini göremez, tesisleri yenileyemez ve yaz sezonu dışında açık tutamaz duruma sürüklediğini söyleyen mehmet işler şöyle devam etti:
''Sektör 2019 yılında Thomas Cook’un batması ve alacaklarını alamamasıyla ilk likidite sarsıntısını yaşadı. Ardından iki yılı aşkın bir süre devam eden Covid-19 ve orman yangınları süreci geldi. Bunları atlatmaya çabalarken halen devam eden Rusya Ukrayna savaşı geldi. Üstüne birde milli felaket, sonsuz acımız olan deprem geldi. Yetmed,i onun üzerine seçim süreci ve seçim ekonomisi dönemi başladı. Bunlarla birlikte enflasyon çok yükseldi, vergi, enerji, işçilik, ham madde fiyatları aldı başını gitti. Son tüketicinin alım gücüyle enflasyon ortamı arasında oluşan makas büyük toplum kesimlerinin tatil talebini neredeyse yok etti. İkinci konut ve yabancılara satılan evlerin tatil amaçlı konaklama için kiralanması, bunların turizmcinin tabi olduğu hiçbir mevzuata tabi olmaması, vergi, harç vs. den muaf olması, kiralama gelirlerinin mensubu olduğu ülkelerde tahsil edilerek yurtdışında kalması, yabancıların, ülkemizin güneşini, denizini, kumunu, güzelliklerini, Türkiye’ye hiçbir gelir ve vergi bırakmadan, bedavaya kullanmaya başlamasıyla, turizmcinin konaklama, devletin vergi geliri kaybı durumuyla karşı karşıya kaldık. Bu telafi edilemez ağır boyutlara ulaştı.''
Sektör kalifiye olan değerli işgücünü kaybeder
Şu an itibari ile piyasalardaki sıkılaştırma politikası nedeni ile bankaların turizmcilere kredi vermediğini, taşıt kredilerinin, emlak kredilerinin bu sektörde çalışanlara çok az limitli ya da hiç verilmediğini, ayrıca turizm şirketlerine verilecek olan kredilerin hem ihtiyacın çok altında ve hem de oldukça kısıtlı ve şartlara bağlı olduğunu kaydeden İşler şunları söyledi:
''Turizmci kendisini ve işyerini sürekli yenilemek zorundadır. Müşterisine her yıl aynı şeyi vererek başarılı olması mümkün değildir. Yenileme için en önemli dönem kış aylarıdır. Bir sonraki sezon için yatak ve hizmet kalitesini arttırmak zorundadır. Ancak bu şekilde kalite ve fiyatını arttırıp, ülkeye daha fazla döviz getirme başarısını elde eder. Bunları yaparken amaçlardan biri de yetişmiş personeli sezon dışında da tesiste ikame edebilmektir. Bunun için en önemli kaynağımız Merkez Bankası kaynaklı veya ihracatçı kredileridir. Özel bankalar ise zaten durumu iyi olanlara kılı kırk yararak kredi vermekte. Halen Eximbank hiç kimseye kredi vermiyor. Bankalar da teminat için GKS (Genel Kredi Sözleşmesi) limitlerimizi arttırma yoluna gitmiyor. Piyasada bizim açımızdan büyük bir daralma var. Bu daralma devam eder ve sektör, kendisini çevirecek kaynakları bulamazsa, Ekim ayından sonra istihdam ettiği personeli tutamayacak, yapmak istediği yenileme ve iyileştirmeleri yapamayacak, enerjide artan maliyetleri de göz önünde tutarak eleman çıkarma yoluna gidecek, şarteli indirerek otelini karanlığa gömecektir. Bu arada ciddi bir istihdam kaybı yaşanırken, sektör kıdem tazminatlarını ödeme sıkıntısı ile baş başa kalacaktır. Tesisler yenilenmeyecek, çıkarılan elemanlar sektöre dönemeyecek, buda yeni sezonda hizmet kalitesinin düşmesine sebep olacaktır.''
Turizm sektörünün 4 yılı aşkın bir süredir yaşadığı sıkıntıların üzerine yeni ve karanlık bir tünele daha girmiş olacağını vurgulayan Mehmet İşler bu tünele girilmemesi için turizm sektörünün Eylül, Ekim aylarında Merkez Bankası kaynaklarına veya ihracatçı kredilerine ulaşması gerektiğini, bu kaynakların ve desteklerin yapılacağına dair, şimdiden adımların atılması durumunda sektörün yeni sözleşmelerini, yeni yatırımlarını, yeni planlamalarını yapabileceğini, kışın tutması gereken personelini tutabileceğini yoksa işten çıkarmaların başlayacağını kaydetti.