Dilek Yarımadası Büyük Menderes Deltası Milli Parkı’nın Kuşadası'na bağlı kuzey kıyıları ve Söke'ye bağlı güney kıyılarının Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’na yapılan başvurularla midye yetiştiricilik sahası olarak talep edildiği ve tamamen parsellendiği ortaya çıktı.
Bölgeye daha önce de balık çiftliklerinin kurulmak istendiğini, bu yöndeki girişimlerin sürdüğünü hatırlatan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, korunması gereken doğa harikasının balık çiftliklerinden sonra şimdi de midyecilerin hedefinde olduğunu belirtti.
Üç tarafı denizle çevrili, orman, deniz, sulak alan ekosistemlerini bünyesinde barındıran milli parkın neden hedef seçildiğini anlayamadıklarını söyleyen Sürücü yaptığı açıklamada şunları söyledi:
''Milli parkın Uluslararası Sulak alanlar Sözleşmesi (Ramsar), Avrupa´nın Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarının Korunmasına Yönelik Sözleşme (Bern), Biyolojik Çeşitlilik Anlaşması (Rio) ve Akdeniz'in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi (Barselona) kapsamında korunan alan niteliğinde olduğu bilinmiyor mu? Gerek karadaki yaban hayatının, gerekse denizdeki canlıların son sığınağı olan dilek yarımadası ve kıyılarının mutlak korunması gereken en önemli doğa alanları. Akdeniz fokları, caretta caretta ve yeşil deniz kaplumbağaları başta olmak üzere bir çok nadir canlının yaşam alanı yok edilmek isteniyor.''

Midye çiftliklerinin Türkiye kıyılarında uygun birçok alanda kurulabileceğini ancak Dilek Yarımadası kıyılarında asla kurulmaması gerektiğine vurgu yapan Sürücü, bu konuda tüm kurumlar ile sivil toplum örgütlerinin işbirliği yaparak bu uygulamaya karşı durmaları gerektiğini kaydetti. Sürücü ayrıca Milli Park Müdürlüğü'nün de bu konuyu olumsuz değerlendirdiği bilgisini aldıklarını belirtti.
Bölgeye daha önce de balık çiftliklerinin kurulmak istendiğini, bu yöndeki girişimlerin sürdüğünü hatırlatan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, korunması gereken doğa harikasının balık çiftliklerinden sonra şimdi de midyecilerin hedefinde olduğunu belirtti.
Üç tarafı denizle çevrili, orman, deniz, sulak alan ekosistemlerini bünyesinde barındıran milli parkın neden hedef seçildiğini anlayamadıklarını söyleyen Sürücü yaptığı açıklamada şunları söyledi:
''Milli parkın Uluslararası Sulak alanlar Sözleşmesi (Ramsar), Avrupa´nın Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarının Korunmasına Yönelik Sözleşme (Bern), Biyolojik Çeşitlilik Anlaşması (Rio) ve Akdeniz'in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi (Barselona) kapsamında korunan alan niteliğinde olduğu bilinmiyor mu? Gerek karadaki yaban hayatının, gerekse denizdeki canlıların son sığınağı olan dilek yarımadası ve kıyılarının mutlak korunması gereken en önemli doğa alanları. Akdeniz fokları, caretta caretta ve yeşil deniz kaplumbağaları başta olmak üzere bir çok nadir canlının yaşam alanı yok edilmek isteniyor.''

Midye çiftliklerinin Türkiye kıyılarında uygun birçok alanda kurulabileceğini ancak Dilek Yarımadası kıyılarında asla kurulmaması gerektiğine vurgu yapan Sürücü, bu konuda tüm kurumlar ile sivil toplum örgütlerinin işbirliği yaparak bu uygulamaya karşı durmaları gerektiğini kaydetti. Sürücü ayrıca Milli Park Müdürlüğü'nün de bu konuyu olumsuz değerlendirdiği bilgisini aldıklarını belirtti.