İstanbul Bağcılar'da westside arjaan isimli otelde geçtiğimiz Nisan ayında yaşanan olayda Amerika Birleşik Devleti uyruklu Hussein ailesinin konakladıkları odadaki lavabonun tıkalı olduğunu görmesi sonrasında haber verdikleri otel yönetimi tarafından yönlendirilen tıkanan lavabo için odalarına gelen otelin teknik servisinde görevli Kerem Akyüz lavaboyu açmak için kullandığı pet içine koyulan sodyum hidroksit dolu şişeyi odada unuttu.
Ailenin küçük çocuğu Nazar Saadoun Hussein şişe içindeki sıvıyı su zannedip içti. İçtiği su şişesinin içeresinde kimyasal maddenin lavabo açıcı olduğunu öğrenen aile çocuğu özel hastaneye götürdü. Hastanede 10 gün yoğun bakımda kalan çocuk ve ailesi otel çalışanlarından avukatları Gökhan Cindemir aracılığıyla davacı ve şikayetçi oldu.
Olayın ardından otel müdürleri mustafa yıldırım ve Emre Güllüler ile tesisat işlerinden sorumlu çalışan Kerem Akyüz hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası talebiyle açılan davanın ilk duruşması Bakırköy 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuksuz sanıklar Mustafa Yıldırım ile Kerem Akyüz hazır bulunurken mağdur çocuğun annesi Noor Hussein Altaıı ve babası Hussein Saaodun da serum ile beslenerek yaşamına devam eden çocukları Nazar Saadoun Hussein ile duruşmaya katıldı.
Duruşmada savunma yapan, olay tarihinde nöbetçi müdür olarak çalıştığını söyleyen sanık Mustafa Yıldırım ifadesinde şunları söyledi:
''Müşteriler lavabolarının tıkalı olduğundan bahisle aramışlar. Bunun üzerine santral teknik servisi odaya yönlendirmiş ve olay odada vuku bulmuş. Bunu bizzat görmedim. Olaydan sonra beni aradılar. Lobide şahısları gördüm. Çocuk rahatsızdı ambulansı aradım. Genel müdürümüz olan Emre Güllüler'e haber verdim. Şahısların peşinden İngilizce konuşmalarına yardımcı olmak için hastaneye gittim. Olay bundan ibarettir. Ailenin de kusurlu olabileceğini düşünüyorum.''
Savunmasında tesisat işlerinden sorumlu olmadığını söyleyen sanık Kerem Akyüz ise ifadesinde şunları belirtti:
''Bize lavabo tıkanıklığı arızası bildirildi. Murat Atlı ile bu arızayı onarmak için odaya çıktık. Murat da elektrikçiydi. Ancak işyerinde çok yeniydi. Kendisine yardım etmek amacıyla onunla birlikte arıza bildirilen odaya çıktım. Mutfak lavabosunun tıkalı olduğunu gördük, lavaboyu söktük. Malzemelerimiz sökülen lavabo kısmında duruyordu. Kattaki lavaboda temizlemek için gideri alıp odadan çıktık. Malzemeler ise müşterinin odasında yani bizim çalışma alanımızda kaldı. Gideri temizleyip geri dönecektik. Müşteriye de 2 dakika sonra geri döneceğimizi söyledik. Ardından bir bağırış sesi duyduk. Olay biz odadan çıktıktan ve gideri temizlemek üzere ilgili lavaboya gittikten sonra gerçekleşmiştir.''
Kimyasal maddenin pet şişe içinde olduğunu ve üzerinde etiket olmadığını söyleyen sanık Kerem Akyüz ayrıca ''Ancak görünüşü sudan farklıydı, zira rengi şeffaf da olsa su gibi akışkan değildi. Ben bu maddeyi odadan çıkarken giderini sökmüş olduğum mutfak evyesinin yanına bıraktım. Elimizde başka malzeme olmadığı için pet şişe kullanmak zorunda kaldık. Bize bu sıvı 20 litrelik bidonun içinde teslim edilmişti. Ben de bu 20 litrelik bidondan kullanacağımız kısmı su şişesine doldurmuştum.'' dedi.
Sanıkların ardından konuşan ve personelin malzemeleri götürüp götürmediğini bilmediğini söylen anne Noor Hussein Altaıı ise şu ifadeleri kullandı:
''Ardından oğlum su içmek için lavaboya gitti. Dudakları yanmaya başladı. Ardından lobiye indik. Bağırdık ambulans istedik. 30-40 dakika kadar bekledik. Olay gününden beri çok zorluk yaşıyoruz. Oğlumuzu kaybedip kaybetmeyeceğimiz konusunda belirsizlik var. Halen tedavi görmektedir.''
Alınan beyanların ardından ara kararın açıklayan mahkeme eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.