İBB Genel Sekreteri Mahir Polat, İBB kültür Varlıkları Daire Başkanı Oktay Özel, bazı üniversitelerden uzmanlar ve yetkili kurum üyelerinin katıldığı toplantıda, tarihi yapıların güçlendirilmesi için koordineli bir çalışma yapılması gerektiğine vurgu yapıldı.
Beklenen İstanbul depreminin ne zaman geleceğini bilmediklerini ancak tarih boyunca İstanbul'un döngüsel tarihsel depremlerle uğraştığını, yıkıldığını ve yeniden yapıldığını kaydeden İBB Kültür Varlıklar Daire Başkanı Oktay Özel İstanbul depremi için Kandilli Rasathanesi tarafından 7.5 senaryo depremi doğrultusunda gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini, ne zaman gerçekleşeceğini bilmedikleri için acil önlem almak, seferberlik çalışması başlatmak gibi bir zorunlulukları olduğunu söyledi. İstanbul’da 35 bin taşınmaz kültür varlığı olduğunu hatırlatan İBB Kültür Varlıklar Daire Başkanı Oktay Özel şöyle devam etti:
''Bu taşınmaz kültür varlığının önemli bir kısmı tarihi yarımada ve tarihi bölgelerde, semtlerde bulunmakta. Beklenen senaryo depreminin yıkıcı etkisinin olduğu bölgeleri göz önüne alırsak yarımada ciddi bir risk altında. Biz depremde tarihi kültür varlıklarının yüzde 51’inin yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Ne yazık ki tarihi yapıların güçlendirilmesine yönelik müdahalelere yönelik bir yönetmelik ve protokol kılavuz yok. Bugün bu çalışmayla birlikte aslında bir yönetmelik sürecinin de başlangıcını yapıyoruz. İstanbul’u deprem dışında bekleyen bir diğer sorunsa metruk sorun. 3 bin 500 metruk yapıdan bahsediyoruz. İstanbul’da kültür mirasının yüzde 10’unu kapsayan İstanbul gibi tarihi kimliği olan tarihsel bir kentte kabul edilemez durumda olan yapı. Bir deprem olmadan dün yıkıldı. Diğer yapılarda deprem olmadan yıkılma riski taşıyor. Çevresel etkisiyle birlikte çok sayıda insanın can güvenliğini tehdit ediyor. O nedenle hemen hemen şimdi yetkili kurullar, Kültür Bakanlığı, ilgili kurum, kuruluşlar bir araya gelerek bütüncül bir değerlendirmeyle önlemleri almak zorunda.''
İstanbul Planlama Ajansı olarak kentin geleceğine dair stratejileri ürettiklerini kaydeden ve kentin 2050 yılında neler yapılması gerektiğini İstanbul’un 2050’ye nasıl dayanıklı hale geleceğini planlayan kuruluş olduklarını belirten İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Genel Sekreteri Oktay Karagül ise yaptığı açıklamada afet öncesini, afet anını, afet sonrasını ve toparlanma zamanını 7 boyutta ele aldıklarını, mühendislik boyutunu, lojistik, planlama, ekonomik planınında yola çıkarak bir seferberlik planını, hazırlık çalışmalarını tamlamama aşamasına geldiklerini söyledi.
İstanbul gibi bir kadim kentin tarihi eserleri, kültürel mirası, sivil mimari örneklerinin de çok fazla olduğunu ve 35 bin yapının olduğunu hatırlatan İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Genel Sekreteri Oktay Karagül İstanbul’un bu değerlerini nasıl koruyacaklarını, nasıl gelecek nesillere aktaracaklarını, nasıl güçlendireceklerini hem meslek odalarıyla birlikte inşaat mühendisleri odasıyla, hem bilim insanlarıyla birlikte tartışarak gün sonunda da buna yönelik eylem planlarını açıklayacaklarını söyledi.