Aynı iş yerinde çalışan iki arkadaş, iddiaya göre birlikte gittikleri hastaneden aynı doktordan rapor alıp tatile çıktı. İki arkadaştan biri, mesai başında çalışan arkadaşlarına nispet yaparcasına tatile dair fotoğraf karesini sosyal medya hesabından Biz yaşayalım, siz dedikodusunu yaparsınız notuyla paylaşınca olanlar oldu.
İki genç işçinin bu tahrikkar davranışına öfkelenen işyeri yönetimi, raporlu tatilcilerin savunmasını istedi.
Tatilden döndüklerinde savun veren iki çalışan doktorun temiz hava alın tavsiyesi üzerine memleketlerine gittiklerini belirtse de tazminatsız kovuldu.
İş Mahkemesi'nin yolunu tutan işçile 10 yıldan fazla süredir çalıştıkları işyerinden haksız olarak atıldıklarını dile getiren ve tazminatla birlikte sair işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ederken davalı işveren ise davacıların istirahat raporu alarak tatile gitmelerinin güveni kötüye kullanma anlamına geldiğini dile getirdi.
Davacıların tatile gittiklerini itiraf ettiklerini anlatan davalı, işverenin güvenini kötüye kullanması ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması sebebi ile iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanamadıklarını savundu. Mahkeme, tazminatsız kovulan davacıların taleplerini reddetti.
Rapor alarak tatile giden işçilerin haksız olduğuna hükmeden Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararında şu ifadelere yer verildi:
''Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacının ve iş arkadaşının aynı tarihte aynı doktordan ve aynı sebeple rapor aldıkları, arkadaşının sosyal medya hesabından raporlu olduğu gün davacı ile birlikte tura çıktıklarını yazdığı ortadadır. Davacının işbu davranışı ile işverenin güvenini kötüye kullandığı, eyleminin yasada öngörülen doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olduğu, davacının seyahatinin turizm amaçlı olduğu açıkça ortadadır.
Davacı savunmasında da bu durumu kabul etmiştir. Bu delil durumu karşısında, davalı işveren tarafından gerçekleştirilen fesih haklı sebebe dayandığından kıdem ve ihbar tazminat taleplerinin reddi yerine, kabulü hatalıdır. Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.''
İki genç işçinin bu tahrikkar davranışına öfkelenen işyeri yönetimi, raporlu tatilcilerin savunmasını istedi.
Tatilden döndüklerinde savun veren iki çalışan doktorun temiz hava alın tavsiyesi üzerine memleketlerine gittiklerini belirtse de tazminatsız kovuldu.
İş Mahkemesi'nin yolunu tutan işçile 10 yıldan fazla süredir çalıştıkları işyerinden haksız olarak atıldıklarını dile getiren ve tazminatla birlikte sair işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret alacağı, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ederken davalı işveren ise davacıların istirahat raporu alarak tatile gitmelerinin güveni kötüye kullanma anlamına geldiğini dile getirdi.
Davacıların tatile gittiklerini itiraf ettiklerini anlatan davalı, işverenin güvenini kötüye kullanması ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması sebebi ile iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazanamadıklarını savundu. Mahkeme, tazminatsız kovulan davacıların taleplerini reddetti.
Rapor alarak tatile giden işçilerin haksız olduğuna hükmeden Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararında şu ifadelere yer verildi:
''Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; davacının ve iş arkadaşının aynı tarihte aynı doktordan ve aynı sebeple rapor aldıkları, arkadaşının sosyal medya hesabından raporlu olduğu gün davacı ile birlikte tura çıktıklarını yazdığı ortadadır. Davacının işbu davranışı ile işverenin güvenini kötüye kullandığı, eyleminin yasada öngörülen doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olduğu, davacının seyahatinin turizm amaçlı olduğu açıkça ortadadır.
Davacı savunmasında da bu durumu kabul etmiştir. Bu delil durumu karşısında, davalı işveren tarafından gerçekleştirilen fesih haklı sebebe dayandığından kıdem ve ihbar tazminat taleplerinin reddi yerine, kabulü hatalıdır. Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir.''