Türkiye'nin turizm açısından ürünlerinin henüz yüzde 30'unu piyasaya çıkarmış ve parlatmış bir ülke olduğunu vurgulayarak, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının dahi ülkede görmediği ve bilmediği yüzlerce önemli nokta olduğunu söyleyen Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya hem sağlık turizmi anlamında hem de tarihi ve kültürel varlık anlamında gastronomi dahil keşfedilmesi gereken önemli yerlerin olduğunu ifade etti.
Ulaşılabilirlik açısından bakıldığında Türkiye'nin çok önemli bir noktada olduğuna dikkati çekerek, ülkenin yaklaşık 1 milyarlık nüfusa 4-4,5 saatlik bir yakınlığa sahip olduğunu kaydeden, Türkiye'nin turizm pazarında ortada konumlanmış durumda olduğunu belirten TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya şu değerlendirmelerde bulundu:
''Şu anda piyasaya çıkarttığımız, uluslararası anlamda piyasaya sunduğumuz ürün ne? Deniz, kum, güneş, Pamukkale ve Kapadokya, Efes. Dolayısıyla aslında çok önemli bir rezervimiz daha geride bekliyor. Onun için ben hem kültür turları açısından hem de sağlık, gastronomi, toplantı ve de spor turizmi açısından da Türkiye'nin piyasaya süreceği daha çok değer olduğunu düşünüyorum. Biz bazen İspanya, Fransa mukayesesi yapıyoruz ama mesela bizim doğu tarafımızdaki bölgelere de İspanya ve Fransa çok uzak. Onların charter operasyonu yapması mümkün değil ama biz Türkiye olarak İsveç ve Norveç gibi hem en kuzey tarafa hem de Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, diğer tarafta Kazakistan, Azerbaycan gibi o bölgenin tamamına charter operasyon yapabilecek bir mesafedeyiz. Dolayısıyla çok avantajlı noktadayız. Aslında rakiplerimizle aramızda çok ciddi pozitif anlamda farkımız olması lazım. Daha o farkı yaratabilmiş değiliz. Hala daha İspanya ve Fransa'nın altındayız. Hem gelir bakımından hem de turist sayısı bakımından gerilerdeyiz."
Salgından sonraki gelişimde de diğer ülkelerin Türkiye'den daha hızlı ilerlediğini kaydeden, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan OVP'de gösterilen hedefler çerçevesinde açıklanan rakamların üzerine çıkmak için TÜRSAB olarak ellerinden geleni yaptıklarını kaydeden TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya şöyle devam etti:
''Tüm kamu kurumlarının da bu vizyonla yaklaşmasını bekliyoruz. Şu ana kadar elde ettiğimiz büyük bir başarı yok. Ne anlamda büyük bir başarı yok? Tabii ki rakamlarımız arttı, gelirimiz arttı ama herkesin gelirleri arttı. Biz bulunduğumuz konum ve hitap ettiğimiz bu milyarlık nüfusun içinde rakip dediğimiz ülkelere fark atmamız gereken bir pozisyondayız. Çok önemli bir avantajımız daha var. Biz vize uygulamıyoruz. Fransa, Yunanistan, İtalya ve İspanya vize uyguluyor. Bizden nasıl daha fazla turist alırlar? Yunanistan bizden fazla turist almıyor belki ama oransal baktığınızda pandemiden sonraki artışı bizden fazla. Üstelik bizim kullandığımız bütçeyle bu saydığım ülkelerin kullandığı tanıtım bütçesi birbiriyle gerçekten çok farklı. Türkiye çok büyük bir ülke ve devasa ülkenin yarattığı devasa bir kaynak var. Bu söylediğimiz ülkelerin tanıtıma ayırdığı bütçeler bizim bütçelerimiz yanında çok düşük kalıyor. Bizim pazar hakimiyetimiz, bulunduğumuz konum itibarıyla çok daha yüksek. Prosedür olarak bakıldığında biz vize uygulamıyoruz. Şimdi bu kadar rakamla bizim yetinmemiz doğru değil.''
Yunan adalarına vize muafiyeti uygulamasına da değinerek, biraz fiyatların dengeleneceğini, bazı yerlerde olması gereken fiyatın üç mislinin olduğunu, bunların biraz törpüleneceğini ifade eden, bu durumun tüketiciye faydasının olduğunu kaydeden Bağlıkaya 2024 turizm sezonuna yönelik şunları söyledi:
''İyi bir sene bekliyoruz. Biz bundan sonraki her yıl artış bekliyoruz. 2019 işi geride kaldı artık. 2023'ü baz alacağız bundan sonra. 2023'e bakıp, 2023'ü geçtik mi, geçmedik mi bakacağız. Şimdi dolayısıyla iyi bir sezon gelirse ki bu iyi sezon gelme ihtimali çok çok yüksek. Bundan sonra hep böyle bekliyoruz. O zaman yerli pazara ayrılan oda sayısı da doğal olarak düşüyor çünkü dövizde hep bir beklenti var. TL ile satmak yerine insanlar aralıkta, ocakta, şubatta, TL ile satacağına dövizle sattığında en azından dövizin 3 lira, 5 lira artmasından elde edeceği gelire bakıyor.''
Kredi kartında taksitlere kısıtlama gelmesine sıcak bakmadıklarını, tatilin insanlar için çok elzem bir şey olduğunu vurgulayan, tatil yapmayan bir insanın performansıyla yapanın çok farklı olduğunu belirten Firuz Bağlıkaya kredi kartlarıyla bu işleri kısıtlamak yerine tam tersine tatil yapmayı teşvik edecek birtakım inisiyatiflerin alınmasının gerektiğini, çalışanların tatil imkanlarının artırılması için şirketlere teşviklerin verilebileceğini, çalışana verilecek tatil izninin yanında tatille ilgili verilecek teşviklerin vergiden düşülmesinin işveren için bir motivasyon olacağını söyledi.