2024 yılında hem Türkiye'de hem de rakip ülkelerde turizmde rekor rakamlara ulaşılacağının Dünya Turizm Örgütü tarafından öngörüldüğünü kayeden TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya AB ülkelerine yönelik vize sorununun dalgalı olarak devam ettiğini, seyahat acentalarnın bu meseleden direkt zarar gören iş kolu olduğunu dile getirdi.
Şu an Balkan ülkeleri ve vizesiz ülkelere seyahat rezervasyonları yapıldığını, tüm Avrupa'nın müşteri potansiyelini, Balkan ülkeleri ile kapatmanın çok zor olduğunu kaydeden Bağlıkaya şunları söyledi:
''Kapasiteler yarı yarıya düştü. Bu sorunun halledilmesi için TÜRSAB olarak üzerimize düşeni fazlasıyla yapmaya çalışıyoruz. Bu tamamen siyasi bir sorun. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri Bakanımızın bu sorunu çözeceğini umuyoruz. Seyahat acentası uçak biletini ödüyor. Turistin kalacağı oteli ödüyor. Sonra dönüp bakıyor son 15 günde kafilenin yarısı vize alamamış. Vize alamayanlar parasını geri istiyor. Kar amacıyla yaptığı tur, zarara dönmeye başlıyor. seyahat acentaları riske girmek istemiyorlar. Tur sayıları azalıyor ve doğal olarak sayı azaldığı için fiyatlar çok yükselmeye başlıyor. Vize krizi piyasanın dengesini altüst etmiş durumda..''
Turizm amaçlı kiralama yapılan konutlar ile ilgili kanuni düzenleme hazırlığını hatırlatan Bağlıkaya, turistik amaçlı ev kiralama sorununun öncelikli olarak güvenlikle ilgili problemleri ortaya çıkardığını, vergilendirmenin yine sorun olarak önlerine geldiğini belirterek şu açıklamalarda bulundu:
''Üçüncüsü de haksız rekabete sebep oluyor. Evde kim kaldı, belli değil. Kaç lira ödedi, belli değil. Vergisi ödendi mi, belli değil. Hem devleti hem vatandaşı zarara uğratıyor. 3-4 yıldır bu meselenin düzenlemeler ile kontrol altına alınması için girişimlerde bulunduk. Turistik amaçlı kullanımların satışının, seyahat acentaları tarafından yapılması gerektiğini Cumhurbaşkanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'na yazılar yazarak talep ettik. Artık çözüm noktasına gelindi. Bizim turistik amaçlı kullanımların yasaklanması noktasında talebimiz yok. Sadece kayıt ve kontrol altına alınmasının zorunlu olduğunu ifade ediyoruz. Biz TÜRSAB olarak mevcut durumda yapılan işlemlerin bir kiralama olmadığını ifade ediyoruz. Bu faaliyetleri, konutların turizm amaçlı kullanımı olarak tanımlıyoruz. Bu konutlarda esasında turiste konaklama hizmeti satışı söz konusudur. Aksi takdirde bu konutları kullananları tespit etmek, isim bildirimi yapmak ve tüketici olarak haklarını kullanmalarını sağlamak mümkün olmayacaktır..''