Çalıştığı otele giriş yapan yabancı uyruklu bir kadın müşteriyi karşılayıp odasına çıkaran, ertesi gün de müşteriyi taksiye kadar yolcu eden resepsiyon görevlisi, bir süre sonra hayatının şokunu yaşadı.
Tam 7 senedir çalıştığı otelden, müşteriyle samimi olmak iddiasıyla işten çıkartılan resepsiyon görevlisine herhangi bir tazminat da ödenmedi.
İş Mahkemesi'ne giden ve sigorta primlerinin gerçek ücret üzerinden yatırılmadığını, kendisi dahil 11 işçinin işverene dilekçe vererek sigorta primlerinin gerçek ücret üzerinden yatırılmasını talep ettiklerini, bunun üzerine davalı işveren tarafından davacının işi bırakması için baskı uygulanmaya başlandığını dile getiren resepsiyon görevlisi, yabancı bir müşteriye odasını gösterdiğini, daha sonra resepsiyona indiğini, akabinde müşterinin aşağı inmesi üzerine davacının müşterinin odasını kontrol ettiğini, davalı işverenin de bunu bahane ederek iş akdini sona erdirdiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti, yıllık izin ücreti alacağını talep etti.
Davalı işveren ise davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının mesai saatleri içerisinde müşteri ile iş yeri dahilinde özel ve yakın ilişkiye girdiğini, iş yerindeki kamera kayıtlarından davacının bu müşteri ile yakın ve samimi görüntüler sergilediğinin tespit edildiğini kaydetti. Davacının görev yerini terk ettiğini, daha sonra müşteri ile birlikte davalı iş yerindeki odaya gittiğini ve orada 20 dakikalık bir zaman geçirdiğini, iş akdinin de davalı işveren tarafından bu nedenlerle haklı olarak feshedildiğini, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istedi. Kararı davalı otel işletmecisi temyiz edince devreye yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
Yargıtay 9. Hukuk Daire'si kararında; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerin sıralandığına dikkat çekilerek haklı fesih halinde savunma alınmasının yasal zorunluluk olmadığı hatırlatıldı.