Programa Bakan Ersoy’un yanı sıra Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran ve büyükelçiler katıldı.
Sergi açılışında konuşan ve Mavi Vatan’ın derinliklerinde toprakların arkeoloji zenginliğine eklenecek eşsiz ziynetler bulunduğunu söyleyen bakan ersoy 2005 yılında Türkiye Batık Envanteri Projesi adı altında başlayan araştırmaların halen Bakanlık izni ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın desteği ile yürütüldüğünü aktardı.
Tamamı Türk bilim insanları ve uzmanlardan oluşan projede ayrıca yüzde 70'i yerli teknoloji ile üretilen su altı robot sistemlerinin kullanıldığını, 15 yılı aşkın bir süredir kesintisiz devam eden projede, yılda ortalama 4 ay deniz araştırmalarının icra edildiğini, binlerce saat dalış yapılarak ve yüzlerce kilometre sonar verisi toplanarak yaklaşık 250 adet batığa ve onlarca mimari kalıntıya ulaşıldığını kaydeden Bakan Ersoy şunları söyledi:
''Bu verilerle ilk defa Türkiye Sualtı Kültür Mirası Coğrafi Bilgi Sistemi oluşturulmuştur. Yine projenin en önemli çıktılarından birisi olarak, Osmanlı deniz kazalarına ilişkin arşiv bilgilerinin de içinde yer aldığı Osmanlı Sualtı Kültür Mirası Coğrafi Bilgi Sistemi geliştirilmiştir. Osmanlı’nın en büyük zaferlerinden biri olan Koyun Adaları Savaşı’nda batmış iki geminin kalıntısı, 2018 yılında aynı ekip tarafından kayıtlara geçirilmiştir. 70 metre derindeki batıklar üzerinde, 2019 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın araştırma gemisi ile yapılan çalışmalar ülkemizdeki en derin batık çalışması olmuştur.''
Kültürel varlıkların karada olduğu gibi su altında da daha görünür kılmak için yeni yönetim modelleri geliştirdiklerini ve su altında da ören yerlerinin olmasının bir öncelik konumuna geldiğini kaydeden Bakan Ersoy şöyle devam etti:
''Burada en önemli konuyu koruma oluşturmaktadır. Bulunan batıklardan uygun olanlar üzerinde su altı kültür rotaları oluşturmayı amaçlıyoruz. Bu çalışmalara bağlı olarak batıklardan bazılarının dalış turizmine açılması da söz konusu olacaktır. Kültürel varlıklarımızı karada olduğu gibi su altında da daha görünür kılmak için yeni yönetim modelleri geliştirmekteyiz. Su altında da ören yerlerimizin olması bizim için bir öncelik konumuna gelmiştir. Burada en önemli konuyu koruma oluşturmaktadır. Bulunan batıklardan uygun olanlar üzerinde su altı kültür rotaları oluşturmayı amaçlıyoruz. Bu çalışmalara bağlı olarak batıklardan bazılarının dalış turizmine açılması da söz konusu olacaktır.''
Sergi açılışında konuşan ve Mavi Vatan’ın derinliklerinde toprakların arkeoloji zenginliğine eklenecek eşsiz ziynetler bulunduğunu söyleyen bakan ersoy 2005 yılında Türkiye Batık Envanteri Projesi adı altında başlayan araştırmaların halen Bakanlık izni ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın desteği ile yürütüldüğünü aktardı.
Tamamı Türk bilim insanları ve uzmanlardan oluşan projede ayrıca yüzde 70'i yerli teknoloji ile üretilen su altı robot sistemlerinin kullanıldığını, 15 yılı aşkın bir süredir kesintisiz devam eden projede, yılda ortalama 4 ay deniz araştırmalarının icra edildiğini, binlerce saat dalış yapılarak ve yüzlerce kilometre sonar verisi toplanarak yaklaşık 250 adet batığa ve onlarca mimari kalıntıya ulaşıldığını kaydeden Bakan Ersoy şunları söyledi:
''Bu verilerle ilk defa Türkiye Sualtı Kültür Mirası Coğrafi Bilgi Sistemi oluşturulmuştur. Yine projenin en önemli çıktılarından birisi olarak, Osmanlı deniz kazalarına ilişkin arşiv bilgilerinin de içinde yer aldığı Osmanlı Sualtı Kültür Mirası Coğrafi Bilgi Sistemi geliştirilmiştir. Osmanlı’nın en büyük zaferlerinden biri olan Koyun Adaları Savaşı’nda batmış iki geminin kalıntısı, 2018 yılında aynı ekip tarafından kayıtlara geçirilmiştir. 70 metre derindeki batıklar üzerinde, 2019 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın araştırma gemisi ile yapılan çalışmalar ülkemizdeki en derin batık çalışması olmuştur.''
Kültürel varlıkların karada olduğu gibi su altında da daha görünür kılmak için yeni yönetim modelleri geliştirdiklerini ve su altında da ören yerlerinin olmasının bir öncelik konumuna geldiğini kaydeden Bakan Ersoy şöyle devam etti:
''Burada en önemli konuyu koruma oluşturmaktadır. Bulunan batıklardan uygun olanlar üzerinde su altı kültür rotaları oluşturmayı amaçlıyoruz. Bu çalışmalara bağlı olarak batıklardan bazılarının dalış turizmine açılması da söz konusu olacaktır. Kültürel varlıklarımızı karada olduğu gibi su altında da daha görünür kılmak için yeni yönetim modelleri geliştirmekteyiz. Su altında da ören yerlerimizin olması bizim için bir öncelik konumuna gelmiştir. Burada en önemli konuyu koruma oluşturmaktadır. Bulunan batıklardan uygun olanlar üzerinde su altı kültür rotaları oluşturmayı amaçlıyoruz. Bu çalışmalara bağlı olarak batıklardan bazılarının dalış turizmine açılması da söz konusu olacaktır.''