Aşının kaydının alınması konusunda ülkelerin hemfikir olduğunu, aşılama başladıktan sonra ülkelerin kendi kullandıkları sisteme göre, gelişmişlik düzeylerine göre bu kayıtları tuttuklarını kaydeden Aksakal, bunu ilk uygulayan ülkenin İsrail olduğunu bildirdi.
İsrail’de, nüfusun yüzde 30’undan fazlasınının aşıladığı andan itibaren, aşının üzerinden 1 hafta geçmiş kişilere yeşil sertifika verilmesinin gündemde olduğunu ve bu sertifika verilen kişilerin de toplum içerisinde ayrıcalığının olacağından bahsedildiğine değinen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Ankara İl Pandemi Kurulu üyesi Prof. Dr. Nur Baran Aksakal bu kişilerin yurt dışına seyahat etmeleri durumunda karantinanın artık talep edilmeyeceğini belirtti.
Aşı pasaportunun hem Dünya Sağlık Örgütü nezdinde hem de o ülkelerdeki vatandaşlar arasında ayrımcılığa neden olacağına ilişkin tartışmalar olduğuna dikkat çeken Aksakal Avrupa ülkeleri dahil pek çok ülkede nüfusuna yetecek kadar aşı almada sıkıntı olduğunu aşılanabilen kişilere bir ayrıcalık tanındığında, diğer kişiler açısından bunun bir insan hakları ihlali olabileceği tartışmalarının gündeme geldiğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
''Özellikle İngiltere, Fransa, İsrail, Polonya gibi ülkelerin aşı pasaportunu gündeme getirecekleri, şu anda nasıl ki yurt dışına çıkmadan önce 4 saat içinde antijen testi sonucu ya da bazı ülkeler uçuşunuza izin vermek için son 24, 48, 72 veya 96 saat içinde PCR testi sonucunun negatif olduğunu görmek istiyorsa buna benzer şekilde bir uygulamaya dönüşecek gibi duruyor bu konu. Siz yurt dışına gitmek istediğinizde hastalığı geçirdiğiniz ve korunduğunuzu göstermek durumunda kalacaksınız ya da 2 doz aşınızı en az 1 hafta önce tamamlamış olduğumuza dair pasaport sunmak zorunda kalacaksınız gibi duruyor.''
Mevcut şartlar ve ülkelerin durumlarının göz önüne alındığı durumda gidişatın aşıya ulaşabilen ülkelerin 2021 sonundan önce kendi ülkelerine girişte hastalığın taşınmasını engelleyecek şekilde aşı pasaportu talep edeceklerini gösterdiğini belirten Aksakal, yaygın bir uygulama haline dönüşmesi durumunda Türkiye'nin de kendi toplumunu korumak için bunu uygulamak durumunda kalabileceğini belirtti.
İsrail’de, nüfusun yüzde 30’undan fazlasınının aşıladığı andan itibaren, aşının üzerinden 1 hafta geçmiş kişilere yeşil sertifika verilmesinin gündemde olduğunu ve bu sertifika verilen kişilerin de toplum içerisinde ayrıcalığının olacağından bahsedildiğine değinen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Ankara İl Pandemi Kurulu üyesi Prof. Dr. Nur Baran Aksakal bu kişilerin yurt dışına seyahat etmeleri durumunda karantinanın artık talep edilmeyeceğini belirtti.
İLGİLİ HABER
Flaş karar! Aşı Pasaportu'na onay veriyorlarAşı pasaportunun hem Dünya Sağlık Örgütü nezdinde hem de o ülkelerdeki vatandaşlar arasında ayrımcılığa neden olacağına ilişkin tartışmalar olduğuna dikkat çeken Aksakal Avrupa ülkeleri dahil pek çok ülkede nüfusuna yetecek kadar aşı almada sıkıntı olduğunu aşılanabilen kişilere bir ayrıcalık tanındığında, diğer kişiler açısından bunun bir insan hakları ihlali olabileceği tartışmalarının gündeme geldiğine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
''Özellikle İngiltere, Fransa, İsrail, Polonya gibi ülkelerin aşı pasaportunu gündeme getirecekleri, şu anda nasıl ki yurt dışına çıkmadan önce 4 saat içinde antijen testi sonucu ya da bazı ülkeler uçuşunuza izin vermek için son 24, 48, 72 veya 96 saat içinde PCR testi sonucunun negatif olduğunu görmek istiyorsa buna benzer şekilde bir uygulamaya dönüşecek gibi duruyor bu konu. Siz yurt dışına gitmek istediğinizde hastalığı geçirdiğiniz ve korunduğunuzu göstermek durumunda kalacaksınız ya da 2 doz aşınızı en az 1 hafta önce tamamlamış olduğumuza dair pasaport sunmak zorunda kalacaksınız gibi duruyor.''
Mevcut şartlar ve ülkelerin durumlarının göz önüne alındığı durumda gidişatın aşıya ulaşabilen ülkelerin 2021 sonundan önce kendi ülkelerine girişte hastalığın taşınmasını engelleyecek şekilde aşı pasaportu talep edeceklerini gösterdiğini belirten Aksakal, yaygın bir uygulama haline dönüşmesi durumunda Türkiye'nin de kendi toplumunu korumak için bunu uygulamak durumunda kalabileceğini belirtti.