3. kuşağa kadar uzanan otelci bir aileden geliyor Ahmet Ergin Keykan. 5 yıldır otelin idaresi tamamen onda. Yepyeni bir vizyonla Keykan Otel’i baştan var ediyor. Sektördeki en genç yöneticilerden. Ancak çocukluğundan beri işin içinde olması onun en büyük avantajı. Babası gibi o da ATİD’in en aktif üyelerinden. Her şey Ankaramız için diyerek bu yolda faydalı olacak her fikre açık. Tanıtıma ve duyuruya daha çok bütçe ve zaman ayrılmalı, herkes taşın altına elini koymalı diyor. Birlikten güç doğar… Turizm Medya Yayın Grubu olarak Travel Expo Ankara öncesi kendisiyle güzel bir söyleşi gerçekleştirdik. Keykan Otel ne zaman kuruldu? Başka şehirlerde şubeleriniz var mı? Otelinizin konsepti nedir? Müşterilerinize sunduğunuz ne gibi hizmetleriniz var? Otelimiz bundan tam 47 yıl önce yani 1970 yılında kuruldu. Üç kuşaktır süregelen bir otelcilik geçmişimiz var. Kurulduğu günden bu yana Ankara’nın en merkezi semtlerinden biri olan Kızılay’da hizmet vermekteyiz. Keykan Otel konukların her türlü ihtiyacına cevap verebilecek bir donanıma sahip. Konaklama, toplantı ve özel gün organizasyonlarına kadar her plana uygun salonlarımız mevcut. Misafirlerimizin her türlü konforunu gözeterek, bu sezon başında yenilediğimiz yüzümüz ile hizmet vermeye devam ediyoruz. 2- Bize kendinizi tanıtabilir misiniz? - Ankaralı turizmci bir ailenin çocuğuyum. 25 yaşındayım. 47 yıldır kesintisiz hizmet veren Keykan Otel’in 3. Kuşak işletmecisiyim. TED Kolejini bitirdikten sonra Bilkent Üniversitesi’ne girdim ve buradan mezun oldum. Küçük yaşlardan itibaren Keykan Otel’de çalışmaya başladım. En alt seviyeden başlayan bu çalışma hayatı bugün otelimizin Yönetim Kurulu Başkanlığı ile sonuçlandı. Tüm vaktimizi otelimize ve Ankara turizmini geliştirmek için çaba harcayan Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD)’in yoğun programına ayırıyorum. Birol Akman’ın başkanlığını yaptığı ATİD’in aynı zamanda Yönetim Kurulu Üyeliği görevini de sürdürüyorum. Kısacası tüm hayatım turizm… 3- Bu sektörde hizmet veren biri olarak Türkiye’ de otelcilik ne seviyede? - Ankara Anadolu platosunun ortasında, memleketin tam kalbinde, eşsiz bir kent. Tarih boyunca çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmış, iki kez de başkent olmuş. Cumhuriyet’in ilanı ve Ankara’nın başkent oluşuyla şehrimiz sadece yüzyıllar öncesinin değil, yakın tarihin de en önemli yerleşim yerlerinden biri haline gelmiş. Ankara, zengin tarihi geçmişinden kalan eserleri, tabii güzelliklerinin yanı sıra sağlık, termal, kültür, kış ve kongre turizmine yönelik sahip olduğu potansiyeli ile de aslında tam bir turizm şehri olabilir. Fakat üzülerek ifade etmek isterim ki bu potansiyel bugüne değin etkin bir şekilde kullanılmamış. Ankara, turizmde hak ettiği noktaya gelememiştir. 4- Siz başka bir otele gittiğinizde nelere dikkat edersiniz? - Tam bu noktada bizim Keykan Otel olarak edindiğimiz bir prensibimiz var; o da tabi ki güler yüz ve samimiyet. Elbette ki temizlik, hijyen, eksiksiz hizmet gibi kavramlar da önemli, Fakat bu saydıklarım otelcilik sektöründe zaten olması gerekenler. İşte bu yüzden konakladığım yerlerde ilk olarak önemsediğim ve bana kanaatimi verdiren husus, güler yüzlü çalışanlar ve samimi bir atmosfer. 5- ATİD üyesisiniz. Derneğin faaliyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz? - ATİD olarak kuruluş amaçlarımızdan biri olan kent turizminin geliştirilmesi noktasında çok yoğun bir gayret içerisindeyiz. Eylemlerimiz ve söylemlerimizle özellikle son yıllarda bu konuyu sürekli gündemde tutuyor, merkezi idare, yerel yönetimler ve STK’larla işbirliği yapıyoruz. Şöyle de bir durum var ki, yerli ve yabancı turisti çekmeye, tanıtmaya çalıştığımız Ankara turizmini Ankara’da yaşayan pek çok insanımız dahi keşfedememiş. Bizler ATİD olarak tespit ettiğimiz tüm bu eksiklikler ve aksaklıklar için canla başla çalışıyoruz. Ortak tek gayemiz var, o da Ankara turizmini geliştirmek. 6- Ankara ve İç Anadolu bölgesinin turizm potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce Ankara ve civarında bir tur düzenlense nereler görülmeli? - Aslında Ankara iddia edilenin aksine müthiş bir coğrafi konumda yer almakta. Ankara’dan yüzünüzü nereye çevirseniz ayrı bir tarih, ayrı bir tabiat kokuyor. Üstelik de bir termal cenneti Ankara. Haymana’sından tutun Kapadokya’sına, Safranbolu’sundan Kızılcahamam’ına, Beypazarı’na kadar bulunmaz bir mozaik. Her yeri ayrı bir tat, her yeri ayrı bir renk seçeneği sunuyor. Bu konuda İç Anadolu henüz çok keşfedilememiş bir hazine niteliğinde. 7- Türkiye’nin müthiş turizm potansiyeli var. Bu günkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? - Daha önce de bahsettiğim gibi Türkiye turizm bakımından oldukça zengin bir ülke. Ülkemizin dünya üzerindeki konumu sonucu dört mevsim turizme ev sahipliği yapması, turizm açısından üst sıralarda yer almasını sağlamakta. Dünya üzerinde iki kıtada topraklarının bulunması, üç tarafının da denizlerle çevrili olmasıyla dört mevsim turizm cenneti olmayı hak ediyor. Fakat sahip olduğumuz tüm bu hazinelerin bugüne kadar yeterince vurgulanmadığını düşünüyorum. Turizmde asıl gelişmenin hizmet kalitesi, otel imkanlarının gelişmişliği, işinde uzmanlaşan eleman sayısının artışı ve dört mevsim hizmet veren tesis sayısının artışı ile mümkündür. Yalnızca turist sayısını baz alan bir sektör düşünülemez ve gelişemez. Bizler bugün henüz bazı bölgelerimiz için sezon dışı ulaşım sorununu dahi çözemedik. Turizmin üzerine yeterli eğilim ve çalışma maalesef yok. 8- Bu yıl 2. si düzenlenecek olan Travel Expo’nun Ankara ve çevre illerin tanıtımına nasıl bir katkısı olacak sizce? Fuarı genel anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz? - Geçmişten bu yana fuarlar sektör fark etmeksizin her zaman önemli olmuştur. Sektörler arası, firmalar arası hatta ülkeler arası iş ilişkilerinin ve dostluğun pekiştirildiği en önemli platformlardır fuarlar. Ankara’da düzenlenecek olan Travel Expo Turizm Fuarı her şeyden önce firmaların birlikte iş yapabilme kabiliyetlerini pekiştirecek. Şehirler ve ülkeler arasında yeni iş ilişkilerinin gelişmesine fırsat sağlayacak. Bu bizler açısından kaçırılamayacak bir fırsat. Tüm bunların yanı sıra az önce de bahsettiğim Anadolu’nun keşfedilmemiş güzellikleri kendilerini tanıtmak için bir fırsat yakalayacak. Yalnızca Ankara’ya değil tüm Türkiye ve Dünyaya kendini gösterme fırsatı olacak diyebilirim. 9- Ankara’ya ziyaretçi çekmek için önerileriniz neler? - Ankara’ya ziyaretçi çekebilmek için önerim, ilçelerinden merkezine kadar tüm işletmelerin ve yerel yönetimlerin iş birliği içerisinde çalışmaları. Çünkü bu tanıtım projesi bir nevi ekip işi. Biz yalnızca medeniyet alanlarımızı değil, sağlık turizmimizi de, kongre turizmimizi de hepsini bir arada vurguluyoruz. Sahip olduğumuz tüm değerlerimizi ve varlıklarımızı tam anlamıyla tanıtabilirsek zaten yerli ve yabancı ziyaretçi sayımız kendiliğinden bir artış gösterecektir. 10- Turizm öğrencilerine kariyer ve iş hayatı konusunda iletmek istediğiniz bir mesaj var mı? - Turizmcilik ve bilhassa otelcilik son derece emek ve gönüllülük isteyen bir meslek. Her şeyden önce yaptıkları işi sevmeleri şart. Ben küçük yaşlardan itibaren otelimizin her türlü tozunu yuttum ve şu an da bunun meyvelerini yiyorum. Turizm öğrencilerine tavsiyem de pes etmeden ve yılmadan mesleklerini severek yapmaları, ayrıca her zaman pozitif olmaları yönünde olabilir. Gelişen dünya şartlarına ayak uydurmaları da diğer önemli husus. Öğrencilerimizin turizm anlamında dünyadaki gelişmeleri takip ederek sürekli kendilerini yenilemeleri gerek. Sevgi ve azim oldukça yolları hep açık olacaktır…
RÖPORTAJ
Yayınlanma: 21 Mart 2017 - 08:41
Güleryüz ve samimiyetin adresi Keykan Otel
RÖPORTAJ
21 Mart 2017 - 08:41
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir