Şehrin merkezinde ama şehrin gürültüsünden uzak harika bir konumda yer alıyor Çankaya King Otel … Sıcak, samimi bir atmosfere sahip. Bir de bu otelin, işini çok seven, enerjisi yüksek bir Genel Müdürü var. M. Bahattin Gündüz, 2015 yılından beri King Hotel’deki görevinin başında. Turizm Medya Yayın Grubu, Kurumsal İletişim Yöneticisi Şefika Onur Akatay, kendisiyle turizme dair bir sohbet gerçekleştirdi. Bize kendinizi tanıtabilir misiniz? Turizm sektörünün ne kadar zamandır içindesiniz? 1969 Ankara doğumluyum. Anadolu Üniversitesi Satış Pazarlama Bölümü ve İşletme Fakültesi Yüksek Lisans Mezunuyum. 30 yıldır turizm sektöründeyim. Mesleğe 1987 yılında okul harçlığımı çıkarmak amacıyla sahillerde çalışarak başladım. Daha sonra Turizmin bana göre olduğunu düşünerek devam ettim ve sırasıyla İçkale HOTEL, Royal CARİNE HOTEL, Best OTEL, Best APART HOTEL ve Asrın PARK HOTEL gibi Ankara’nın güzide otellerinde Resepsiyon Memurluğu, Ön Büro Şefliği, Ön Büro Müdürlüğü, Yiyecek İçecek Müdürlüğü ve Otel Genel Müdürlüğü gibi hemen her departmanda görev yaptım. Halen KİNG HOTEL Çankaya’da Genel Müdürlük görevinde bulunmaktayım. Sporun her dalıyla yakından ilgili olup koyu bir Fenerbahçe taraftarıyım. King Hotel ne zaman kuruldu? Bize biraz oteli anlatabilir misiniz? Sizi diğer tesislerden farklı kılan detaylar var mı? 1990 Yılında İhsan Dai tarafından açılan otelimiz, 16 oda ile apart otel olarak hizmet vermeye başlamıştır. Daha sonra ise 2000 yılında yıkılarak 40 oda 80 yatak kapasiteli, 1 adet 200 kişilik toplantı salonu, 1 adet 90 kişilik restoranı (alakart menülü) ile şu anki halini almıştır. 2005 yılında ise Diş Hekimi Dr. Ali Rıza GERGER tarafından satın alınarak yenilenen otelimiz Ankara turizmine hizmet vermeye devam etmektedir. Bizi diğer tesislerden ayıran en büyük özellik iyi bir ekiple çalışmak. Bu sebeple öncelikle işini seven ve keyifle çalışan bir ekibe sahibiz. Hiçbir zaman despot bir yönetici olmadım. Bu tarz bir yöneticinin personeli de rahat olamaz. Haliyle negatif bir enerjisi olur. Biz de güler yüz her şeyin başıdır. Otelimizde konaklayan konuklarımızı müşteri olarak değil de misafir olarak evinde hissettirebilmek ve memnuniyetlerini had safhada tutmak peşinde başarıyı getirmekte. Bu sebepledir ki doluluk oranımız benim bu tezimi doğrular niteliktedir. Biz mütevazi ama 5 yıldız kalitesinde hizmet veren bir oteliz. Bu sektörde hizmet veren biri olarak sizce Türkiye’de otelcilik ne seviyede? Türkiye turizmde çok ciddi bir potansiyele ulaşmıştır." Türkiye'de otelcilik sektörü özellikle 90'li yıllardan itibaren hızlı şekilde büyümeye başlamıştır. Türkiye’ye turizm sektörü açısından baktığımızda ülke gelirlerine katkısının ciddi boyutlarda olduğu bir gerçek. Ancak 2015'den beri doluluk oranlarımızda bir düşüş olduğu gerçektir. Ülke olarak yeni destinasyonlar ve yeni trendler bulmamız gerekiyor. Otelcilik sektörü bugüne kadar yükselen bir ivmeyle günümüze gelmiş ve ciddi bir potansiyel oluşturmuştur. Oluşan bu potansiyeli daha da arttırabilmek için satış, pazarlama ve özellikle tanıtım faaliyetlerimizi arttırmamız, marka çalışmalarına daha fazla önem vermemiz ve ayrıca devletin turizm sektörüne biraz daha fazla destek olması gerektiğine inanmaktayım. Siz başka bir otele gittiğinizde ilk 5 dakikada gözünüze neler çarpar? Otel personelinin karşılamasındaki ilgisi, alakası, güler yüzü ve kesinlikle otelin temizliği ve hijyeni. ATİD üyesisiniz. Turizm adına dernekte ne gibi faaliyetler gerçekleştiriyorsunuz? Derneğimiz Türk turizmini gerek yurt içi gerekse yurt dışı fuarlar olmak üzere tanıtmayı ilke edinmiş olup turizm sektörünün ihtiyacı olan kaliteli ve bilgili personel ihtiyacına destek olması bakımından da Turizm Bakanlığı ile koordineli olarak personel eğitimleri vererek bilinçli ve sektörü tanıyan personeller yetişmesine de katkıda bulunmaktadır. Ayrıca ATİD olarak otelleri, sektörümüzdeki yenilikler ve gelişmeler konusunda bilgilendirmelerle her türlü desteği de vermektedir. Bu sebeple başkanımız Birol AKMAN’A ve ekip arkadaşlarına ayrıca teşekkür etmek isterim. Ankara ve çevresinin öne çıkan turizm değerleri neler? Malum Ankara bürokrasi şehri. Bunun yanında ise çok eski tarihi olan bir şehir. Son yıllarda sağlık ve kaplıca turizmi açısından her geçen gün artan bir potansiyele sahip. Ankara olarak Anıtkabir, Etnografya Müzesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara Kalesi, Çıkrıkçılar Yokuşu, Hamamönü, 1. ve 2. Meclis, Rahmi Koç Müzesi, Hacı Bayram Cami ve çevresi ile tarihi dokusunu yansıtan görülmesi gereken yerlerdir. İç Anadolu bölgemizde ise turizm potansiyelinin artmakta olduğu bir gerçektir. Bölgemizde bulunan Ürgüp, Göreme, Peri Bacaları, Ihlara Vadisi, Derinkuyu, Erciyes Dağı, Mevlana Türbesi Hattuşaş, Gordion, Alacahöyük gibi görülmesi gereken yerlerimizdendir. Bölgemizde sağlık turizmi de hızla gelişmektedir. Özellikle Eskişehir, Ankara, Haymana, Kızılcahamam, Konya, Niğde, Kayseri illerindeki kaplıcalarımız ve buralarda dinlenme ve konaklama tesisleri bölge ekonomisine de katkı sağlamaktadır. Ayrıca Elmadağ ve Erciyes kayak turizmi açısından gelişmiş yerlerdir. Türkiye’nin müthiş bir turizm potansiyeli var. Şu günkü durumun resmini nasıl görüyorsunuz? Evet, ülkemiz doğal güzellikleri ve tarihi dokusu ile mükemmel bir coğrafyada bulunmaktadır. Elinizde böylesine mükemmel bir ürün var ve satamıyorsanız bunun iki sebebi olabilir: 1-İyi bir pazarlama stratejisi olmaması, 2- Ülkemize gelen misafirlerimizi en iyi şekilde ağırlayamamak. Ülkemizde turizm açısından şöyle bir yanlış düşünce var, sanki ne kadar çok turist gelirse o kadar iyi gelir elde edilir. Ben buna katılmıyorum. Fiyatlar bence oldukça düşük. Avrupa fiyatlarında tatil yapabilecek olan Rus ve BDT ülkeleri vatandaşları, bu yıl bu fiyatların altında tatil yapabilme olanağı bulabiliyorlar. Otellerin verdikleri fiyatlar anormal derecede düşük. Bu da karlılığı olumsuz etkiliyor. Çünkü verilen fiyatlar ile kaliteli hizmet verme imkanı yok. Fiyatların böyle olması maliyetlerin karşısında biz otelcileri zorlamaktadır. Bunun sonucunda otelciler olarak maliyet kalemlerinde tasarrufa gidilmektedir. Yiyecek ve içeceklerde kısıtlamaya gidecekler. Hizmet kalitesi de düşecek. Tüm bu olumsuzluklar neticesinde ise Türk turizminin geleceği de tehlikeli görülmektedir. Devlet vereceği teşviklerle turizm sektörüne destek olmalıdır. Örneğin personelin vergi ve sigorta primlerinde indirim. yiyecek ve içeceklerin KDV’sinde indirim. Özellikle yüksek vergilerin alındığı ve en çok tüketilen alkolün otellerdeki KDV oranı mutlaka düşürülmeli. Bu amaçla en büyük görev Kültür ve Turizm Bakanlığı’na düşüyor. Çünkü otellerin en büyük gider kalemini personel ve yiyecek içecek oluşturuyor. Bu yıl 2. si düzenlenen Travel Expo’nun Ankara ve çevre illerin tanıtımına nasıl bir katkısı oldu sizce? Fuarı genel anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz? Malum henüz 2. Yılı, tabi eksiklikler vardı ama genel anlamda başarılı bir fuar oldu. Biz de ATİD olarak kalabalık bir katılım sağladık. Fuardaki çalışmalarından dolayı da Fuar komisyonu başkanımız Garip UYSAL’ın çabasını da göz ardı edemeyiz. İlerleyen zamanda fuara katılımların daha da artacağı inancındayım. Ankara’ya ziyaretçi çekmek için önerileriniz neler? Bu kadar yıl boyunca Ankara turizm konusunda kendini gösteremedi. Nerede eksik yapıldı sizce? Ankara’ya mutlaka büyük ölçekli bir Fuar ve Kongre Merkezinin yapılması, dünyanın en büyük tema parkı, ANKAPARK’ın tamamlanması, Ulus ve çevresindeki alanlarda tarihi dokuyu bozmadan yapılacak olan iyileştirmeler, Ankara’dan yurt dışı direk uçuşların olması mutlaka ziyaretçi sayımızı artıracaktır. Neden Ankara kendini gösteremedi dersek; Ankara’da bürokrasinin yavaş işlemesi, turizmin devletten yeterince destek alamaması, ülkemizin tanıtım çalışmalarının gerçek anlamda yapılamaması, turizm tanıtımının bürokratlar tarafından değil de turizm sektörüne emek veren sektör çalışanları tarafından yapılmasının yetersiz kalması gibi nedenleri sayabiliriz. Turizm öğrencilerine kariyer ve iş hayatı konusunda iletmek istediğiniz bir mesaj var mı? Her şeyden önce işlerini severek yapmalarını, sektörü iyi takip etmelerini, öğrenmeye açık ve sabırlı olmalarını öneririm.
