Ankara’nın önemli bulvarlarından birinde, şık, modern ve nezih bir şehir oteli. Bina, işlek konumuyla ve ferah yapısıyla dikkat çekiyor. Turan Güneş Bulvarı’nda yer alan City Hotel Ankara, misafirlerine konaklamanın tüm konforunu ve iş hayatının gerektirdiği hizmet çeşitliliğini bir arada sunuyor. City Hotel Ankara Genel Müdürü Göksel Salman; Turizm Medya Yayın Grubu Kurumsal İletişim Yöneticisi Şefika Onur Akatay ile sektöre ve Ankara’ya dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdiler. Bize kendinizi tanıtabilir misiniz Göksel bey? 1996 yılında resepsiyon memuru olarak Tunalı Hotel’de turizm sektörüne giriş yaptım. Sırası ile Tunalı Hotel, Keykan Hotel, Almer Hotel, Gordion Hotel ve şu an çalışmaya devam ettiğim City Hotel’de turizm yolculuğum devam etmekte. Çalıştığım otellerde resepsiyon memuru, ön büro müdürü , satış müdürü ve şu an da aktif olarak genel müdür pozisyonunda devam ediyorum. Yıllar içerisinde turizm ile ilgili çeşitli okullarda eğitimimi ve kurslarımı ayrıca dil eğitimimi tamamladım, ama hala çeşitli kurslarda eğitimler almaya devam ediyorum. City Hotel ne zaman kuruldu? Konsepti ve kapasitesi nedir? Otelimiz 2009 yılında kapılarını misafirlerine açmıştır. Şehrimizin önemli bulvarlarının arasında olan Turan Güneş Bulvarı üzerine kurulan tesisimiz 78 oda 140 yatak kapasitesine sahip. Ayrıca farklı amaçta kullanıma hazır 5 adet toplantı salonumuz (kapasitesi 20 ila 300 kişi arasında değişen), düğün, kına, nişan vb. gibi organizasyonlara ev sahipliği yapan 100 kişilik bir de restoranımız bulunmakta. Ayrıca bünyemizdeki Starbucks, Kayserhous Pub&Coffe ve spa merkezimiz de otelimize değer katan markalarımız. Otelimizin yönetim kurulu iki farklı gruba ait olup Ankara ve farklı şehirlerde de farklı isimler adı altında otellerimiz ile turizme hizmet vermekteyiz. Sizce şu an Türkiye’de otelcilik ne seviyede? Son on yıl öncesine kadar ülkemizde otelcilik sektörü elit sektörler arasında en ön sıralardaydı ancak ülkemizde her sektörde olduğu gibi otelcilik sektöründe de çarpık yapılaşma ile maalesef eskiye oranla seviye biraz daha aşağıya inmiş durumda. Bunu tekrar yukarı çekmek için önce ülkemizi ve şehirlerimizi yönetenler daha sonra biz turizme gönül verenlere iş düşmekte. Mesela İspanya Barcelona’da geçen aylarda belediye meclisi bir kararla genelge yayınladı. Şehrin yatak sayısının gelen turist sayısını geçmeye başladığını ve bu yüzden yatırımcıların ticari kayıplarını göz önünde bulundurarak süresi belli olmayan bir tarihle Barcelona şehrinde otel inşaatına izin verilmeyeceğini ilan etti. Bu, bizim şehirlerimiz, hatta özellikle Ankara için yapılması gereken bir uygulamadır. Elbette seyahatlerinizde farklı tesislerde konaklıyorsunuz. Siz başka bir otele gittiğinizde nelere dikkat edersiniz? İş ve tatil seyahatlerimizde biz de herkes gibi otelleri kullanıyoruz. Oteli otel yapan içerisindeki iyi bir kahvaltı ya da çok şık dizayn edilmiş oda veya güzel bir restorandan ziyade içerisinde bulunan personeldir. Özellikle seyahat eden misafirler, şehir otellerinde sürekli aynı yerde kalmayı tercih ederler. Bu yüzden içindeki personelin ilgisine, güler yüzüne göre otel tercihlerini yaparlar. Benim sürekli söylediğim ve inandığım bir tezim var, bunu da şimdiye kadar çalıştığım işverenlere ifade ettim: Önce insana yatırım… ATİD üyesi olarak derneğin faaliyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Derneğimiz 1984 yılında kurulmuş, bugünümüze güçlenerek ve büyüyerek gelmiş bir dernek. Derneği daha ileri taşımak için sırası gelen, turizme gönül veren arkadaşların bu bayrağı alıp en iyisini vermesi gerekmektedir. Bizde bu neferlerden biri olmaya çalışıyoruz. Son iki yıldır gözle görülür bir öne çıkma var bunu daha iyi yerlere nasıl getiririz Ankaramızı daha elit yerlere nasıl taşırız onun çalışması içerisindeyiz. Ankara ve İç Anadolu bölgesinin turizm potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz? Aslında Ankara ülkemizin başkenti olması kadar turizm açısında da kilit nokta da bulunuyor. Ülkede vatandaşlarımıza sorsak Ankara için memur ve öğrenci şehri diyeceklerdir. Ancak iç pazar ve dış pazar için Ankara üzerinden İç Anadolu – Doğu Anadolu – Güneydoğu ve hatta Akdeniz bölgelerini kapsayacak şekilde düşünmek gerekir. Özellikle Kapadokya – Doğu ve Güneydoğu tarihsel anlamda gezilecek turistik gezileri Ankara üzerinden gerçekleştirmek, şehrimizin gelişmesi açısında büyük önem taşımaktadır. Ayrıca şehrimize ait olan ilçelerimizde sağlık termal turizmi ve tarihsel turizm de son yıllarda yatırımcıların da desteği ile ön plana çıkmaya başlamıştır. Ayrıca Ankara, Anıtkabir, Eski Meclis, Anadolu Medeniyetleri Müzesi gibi bir çok ziyaret noktasına sahiptir. Türkiye’nin müthiş bir turizm potansiyeli var. Bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Dünyanın tüm kültürlerini bir arada bulunduran sanırım başka bir ülke yok. Ancak bu durumu turizm sektörüne çok iyi yansıttığımız söylenemez. Bunun için ülkemizde en üstten en alta kadar turizm ile ilgili ne kadar kurum var ise birlik olup tüm dünyaya tanıtım çalışmalarımızı yapmamız gerekmekte… Bu yıl 2. si düzenlenen Travel Expo Fuarı’nı genel anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz? Ankara Turizm Fuarının bu yıl ikincisini düzenledik daha çok yeniyiz, bir bebek düşünün dünyaya daha yeni gelmiş ve o bebeği büyütmek için anne baba olarak en iyisini vermeye çalışıyoruz. Biz de turizmciler olarak bu fuarın büyümesi için çok çalışmamız lazım. Ankara’ya ziyaretçi çekmek için önerileriniz neler? Daha önceki söylemimde olduğu gibi şehrimizin fuar anlamında güçlenmesi ile geçen yıllarda bizde yapılan silah fuarı gibi farklı fuar alanlarını da tekrardan şehrimize kazandırır isek dış ve iç pazar için avantajlı durumda oluruz. Turizm öğrencilerine kariyer ve iş hayatı konusunda iletmek istediğiniz bir mesaj var mı? Öncelikle bu sektörde gelecek planlaması yapılacak mı yapılmayacak mı ona karar verecekler. Ülkemizde maalesef eğitimini alıp da aynı sektörde iş hayatına atılan insan sayısı çok az o yüzden iyi karar vermeleri gerekiyor. İnsan hayatında zaman maalesef geri gelmiyor. İyi bir turizmci olmak için önce sabır gerekli sonrasında iş anlamında merak, ilgi, istek ve olmazsa olmaz saygı şart.
