Oda-kahvaltı konseptinde hizmet veren otel, kongre, konferans, toplantı ve diğer organizasyonlar için de çok uygun. Turizm Haber Merkezi olarak, Angora Hotel’in genç, idealist ve başarılı yöneticisi Semih Zazaoğlu ile keyifli bir söyleşi yaptık. Bize kendinizi tanıtabilir misiniz Semih bey? Kalabalık bir ailenin en küçük ferdiyim. Turizm sektörü ile ilgilenen aile şirketimizin yönetiminde olan Angora Hotel’de yöneticilik yapmaktayım. Turizmi ve turizmin bütün aparatlarını ve bu konuyla ilgili dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmekteyim. Turizm bana her zaman heyecan verir. Gün geçtikçe kazandığım deneyimleri tecrübeleri işime yansıtmaktan büyük memnuniyet alıyorum. Kısaca turizmle yatıp turizmle kalkan bir hayat anlayışına sahibim. Peki Angora Hotel nasıl bir anlayışla hizmet veriyor? Oteli biraz anlatabilir misiniz? Otelimiz 1999’un Nisan ayında kuruldu. Son 10 senedir otelin yöneticiliğini yapmaktayım. Otelimiz Ankara’nın en merkezi bölgesinde yer almaktadır. Önce müşteri memnuniyeti anlayışı ile yola çıkan otelimiz, misafirlerine her zaman en iyi hizmeti sunmanın gayretinde olan Angora Hotel, deneyimli personeli ile 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet sunmaktadır. Toplantı salonları, açık büfe konsepti, teknolojiyle donatılmış odalarıyla kendi segmentinde fark yaratan otelimiz sürekli kendini yenileyen bir anlayış içerisindedir. Sizce Türkiye’de otelcilik ne seviyede? Türkiye otelcilik ile çok geç tanıştı. Dünyanın sayılı merkezlerine ve özellikle başkentlerine baktığımız zaman 200 yıl hatta daha aşkın geçmişe sahip oteller görmekteyiz. Buralarda turizm büyük bir gelenekten gelmekte. Bizde ise 50 yılı aşmış otel sayısı bir elin parmaklarından az. 1980 sonrası turizmle tanışan Türkiye’de daha düne kadar çalışacak insan kalitesi belli bir seviyenin altındaydı. Sektör ve otelleri destekleyecek turizm şirketleri de neredeyse yok denecek seviyedeydi. Ve en önemlisi Türk insanının otelde konaklama tercihi en alt seviyedeydi. Herhangi bir yere iş veya tatil amaçlı giden vatandaşlarımız tanıdıklarının evlerinde kalarak konaklama ihtiyaçlarını gideriyordu. Bugün kent ve iş yaşamının giderek tempo kazanması turizmi besleyen en önemli öğe olmuştur. Şunu çok iyi biliyorum ki 10-15 yıl sonra Türkiye’de otellerimiz markalaşmaya başlayacak ve dünya standartlarında hizmet veren yapılar olacaklardır. Bir otele girdiğiniz an sizin kanaatlerinizi neler oluşturur? Bir otele girdiğiniz andan itibaren ilk izlenim, sizin bu konuda kanaat vermenizi sağlar. Burada göreceğiniz gülen bir yüz, güzel bir karşılama sizin birçok eksiği kapatacaktır. Güzel bir koku güzel bir müzik yine bu ilk izlenime olumlu katkılar sağlar. Daha sonra verilen tüm hizmetler bu kanaatin üzerine inşa olur. ATİD üyesisiniz, aynı zamanda derneğin Yönetim Kurulunda Genel Sekreterlik görevini yürütüyorsunuz. Derneğin faaliyetlerinden bahseder misiniz biraz? ATİD, özellikle Sayın Birol Akman’ın başkanlığından sonra turizm için gerçekten büyük işler yapan önemli bir STK haline gelmiştir. Benim de içinde bulunduğum yönetim kurulu olarak, Ankara ve bölge turizmini canlandırmak amacıyla sürekli etkinlikler düzenliyoruz. Bu yoğun çalışmamız bugün karşılığını bulmuştur. Ankara ve Türkiye turizminde ATİD damgası her alanda kendisini göstermektedir. Daima pozitif ve faydacı bir yaklaşım sergileyen ATİD, bu büyümesini önümüzdeki süreçte de devam ettirecektir. En büyük hayalimiz Ankara’nın ve bölgemizin turizmde layık olduğu seviyeye gelmesidir. Ankara ve İç Anadolu bölgesinin turizm potansiyeli hakkında neler söylersiniz? Bu potansiyel iyi değerlendiriliyor mu? Ankara ve İç Anadolu bölgesinin tarihsel zenginliğini maalesef tam yansıtamıyoruz. Ankara tarih boyunca tam üç kez başkent olmuş bir nokta. Oysa bizim bilgimiz Cumhuriyete kadar basit bir Anadolu kasabası olduğu yönünde. Dünyanın en büyük müzelerinden biri Ankara’da. Frigya, Hitit gibi dünyanın en önemli medeniyetlerine ev sahipliği yapmış bu coğrafya, sayısı belli olmayan kültürel mirasa sahip. Ancak bu konuyla ilgili ne yazık ki dünya çapında bir tanıtım yapamıyoruz. Son dönemlerde sağlık ve kongre gibi ana temaları yüklendik. Bunların kısa sürede netice vereceğine inanıyorum. Ancak Ankara’nın kültürel ve tarihsel zenginliğini ön plana çıkaracak, mesela Gordion’u dünyaya hatırlatacak etkili bir tanıtıma ihtiyacımız var. Ankara’nın turizmde büyük bir PR açığı bulunmaktadır. Bu şartları oluşturabilirsek Ankara turizmde layık olduğu yere gelecektir. Türkiye’nin turizm potansiyelini düşündüğümüzde şu günkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Turizmin en büyük öğeleri deniz, eğlence, tarih ve kültürdür. Türkiye bunların hepsine sahip. 30 yıllık turizm hareketlenmesinde Türkiye dünyada önemli bir destinasyona sahip oldu. Hızlı otelleşme beraberinde yetersiz altyapı sorunlarını getirdi. Bu hızlı büyümeyi Türkiye yavaş yavaş sindiriyor. Daha turizme açılmamış onlarca önemli turizm noktamız var. Bu bilinçle buralarda iyi ve kaliteli bir turizm anlayışı büyük fark yaratacaktır. Türkiye atık ucuz turizm noktası olmaktan çıkıp A Plus turizm hizmeti veren bir konuma geçmeli. Bu da turizm gelirlerimizi beşe ona katlayacak bir çalışma olacaktır. Ulaşımla ilgili sıkıntılar da bir an evvel çözülmeli, tanıtım etkinliğiyle turizme yeni bir yön vermeliyiz. Travel Expo’nun Ankara ve çevre illerin tanıtımına nasıl bir katkısı oldu sizce? Fuarı genel anlamda nasıl değerlendiriyorsunuz? Travel Expo’ yu önemsiyorum. Destek verirsek eminim Türkiye’nin ve dünyanın en önemli turizm faaliyetlerinden biri olacaktır. Ankara’nın bölgesel gücü bu fuarlarla maksimum seviyeye gelecektir. Fuarın tüm başkent iş dünyası tarafından desteklenmesi gerekmektedir. Ankara’ya ziyaretçi çekmek için önerileriniz neler? Hep empatinin sorunları çözmede büyük fayda sağladığına inanırım. Siz turist olsanız Ankara’yı niye seçersiniz sorusuna cevap ararım. Tarihi ile kültürü ile beklentilerimi karşılıyor mu? Konaklama tesisleri ile istediğim standartları yakalayabiliyor muyum? Kentin gastronomisi bana uygun mu? Bulunduğum yerde misafir miyim ev sahibi gibi mi karşılanıyorum? Bu ve benzeri soruların cevabı pozitif ise o kentin turizmle ilgili bir meselesi kalmamıştır. Ne yazık ki Ankara bu soruların tamamına evet diyemeyeceğimiz seviyede. Ama gün geçtikçe daha da etkili bir başkent turizminin ortaya çıktığını rahatça söyleyebilirim. Turizm öğrencilerine kariyer ve iş hayatı konusunda iletmek istediğiniz bir mesaj var mı? Çok küçük yaştan beri turizmin içinde olan bir ağabeyleri olarak genç arkadaşlarıma tek tavsiyem profesyonelce işinizi yapın öğüdü olacaktır. Turizmin hangi alanında iş yaparsanız yapın eğer profesyonelce bir yaklaşım gösteremiyorsanız o işte başarılı olamazsınız.
RÖPORTAJ
03 Temmuz 2018 - 10:12
Tarihi atmosferde, konforlu konaklama: Angora Hotel

RÖPORTAJ
03 Temmuz 2018 - 10:12
EDİTÖR
İlginizi Çekebilir