Ankara tarih, kültür, sanat, doğa, eğitim, teknoloji, sanayi gibi birçok alanda da önemli değerlere ve kazanımlara sahip aslında. Ama her ne olduysa tüm bunlar çok da hak ettiği ilgiyi görmedi, daha doğrusu doğru bir stratejiyle vitrine de hiç çıkmadı, çıkarılmadı zaten.
Ankara için güdülen sağlam bir turizm politikası ise hemen hemen hiç olmadı. Eğitimli insanların yer aldığı bir bürokrat şehri olarak Meclis, Anıtkabir, belki bir dönem Atakule gibi çağrışımlarla sınırlı kaldı.
Türkiye’de turizm denince akla ya sadece deniz /doğa ya da tarih geldi. Oysa turizm bir yerin tüm değerleriyle ortaya konulmasıdır. Bunu sanırım hep birlikte yeni yeni öğrendik, öğreniyoruz. Bu konuda kalkınma ajanslarının hakkını vermeden geçmemek gerek. Yıllar önce katıldığım bir proje kapsamında Ankara’ya bambaşka bir gözle bakma fırsatı bulmuştum. Ankara Kalkınma Ajansı’nın organizasyonu ile İç Anadolu Bölgesi turizm acentası sahiplerini Ankara’da üç gün süre ile ağırlandı. Amaç, başkentin sahip olduklarını tanıtmaktı. Ve tabi yerli yabancı turist akışını artırmak…
İşte o üç gün şehrin merkezinden tutun, ilçe ve köylerine kadar pek çok yeri gezdik. Her yer kendini gösterebilmek için can atıyordu. Beypazarı zaten bu konuda oldukça ciddi bir yol almıştı. Nallıhan, Güdül, Gordion, Kızılcahamam, Anıtkabir, Ankara Kalesi, Ulus, müzeler, yöresel yemekler, el sanatları, doğa sporları, kamp yerleri derken yıllardır Ankara’da yaşayan biri olarak ben dahi birçoğunu detaylı bilmediğimi ya da ziyaret etmediğimi fark ettim. Üstelik Ankara buralardan da ibaret değildi. Konumu gereği çevre illerle bağlantısı ve yakınlık mesafesi onu bir turizm rotasının başlangıç ya da bitiş noktası yapıyordu.
Genel olarak sonuç şuydu ki, Ankara’nın turizm envanteri o güne kadar hiç ortaya konmamıştı. Son yıllarda bu konuda Ankara'daki STK'lar sayesinde kısmen de olsa yol alındı. Projeler geliştirildi, uygulandı yada uygulanmaya çalışıldı. Ama hala istenilen seviyeye ulaşılamadı.
2016 yılında TravelExpo Ankara düzenlendi. Bu bir ilkti… Haliyle oldukça zayıf geçti. 6 ülke ve 20 il katıldı. Bu yıl Mart ayında 5.si gerçekleşecek. turizm fuarı deyince ilk akla gelen Emitt ile şu aşamada kıyaslamak elbette olmaz. 60 bin metrekarelik bir alanda Emitt’in 25. si gerçekleşek bu yıl. Hyve Group tarafından TÜROFED ve TTYD'nin katkılarıyla düzenlenen EMITT Kültür ve Turizm Bakanlığı, TOBB, Türk Hava Yolları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından destekleniyor. Burada 25 yıllık bir deneyim var. İstanbul zaten turizm altyapısı ve bilinirliği ile böyle bir organizasyonu taşımaya hazır. Hoş tüm bunlarla birlikte EMITT'in sektör profesyonellerinden çok çantacı diye tabir edilen eşantiyon toplayıcılar tarafından ziyaret edildiği de bir gerçek olarak duruyor.
Peki Ankara öyle mi? Tüm diğer iller ve ülkeler, seyahat acentaları neden Ankara’da bir fuarı tercih etmeli? Tanıtım bütçelerini neden burada kullanmalılar?
Fuarın gerçekleşeceği yer olan Congresium’da kullanacakları 10.000 metrekarelik bir sergi/sunum alanı gerçekten yeterli mi?
Ankara, potansiyeline rağmen turizm anlamında rüştünü henüz ispat edememişken doğru bir seçim mi?
İşte bu sorulara önce net cevaplar verilmeli. Eksikler konusunda öneriler ve gerçekleştirme çözümleri geliştirilmeli önce. Şu an bu yola girildiyse de mevcut tüm olanaklar kullanılmalı. Şehirde turizm konusunda gayret gösteren irili ufaklı bütün oluşumlarla el birliği ve fedakarlık içinde çalışılmalı.
TravelExpo Ankara aksi halde sembolik bir organizasyondan öteye geçemeyecek ve bu durum ileride yapılabilecek diğer girişimleri de maalesef önyargıyla etkileyecektir.
Ankara için güdülen sağlam bir turizm politikası ise hemen hemen hiç olmadı. Eğitimli insanların yer aldığı bir bürokrat şehri olarak Meclis, Anıtkabir, belki bir dönem Atakule gibi çağrışımlarla sınırlı kaldı.
Türkiye’de turizm denince akla ya sadece deniz /doğa ya da tarih geldi. Oysa turizm bir yerin tüm değerleriyle ortaya konulmasıdır. Bunu sanırım hep birlikte yeni yeni öğrendik, öğreniyoruz. Bu konuda kalkınma ajanslarının hakkını vermeden geçmemek gerek. Yıllar önce katıldığım bir proje kapsamında Ankara’ya bambaşka bir gözle bakma fırsatı bulmuştum. Ankara Kalkınma Ajansı’nın organizasyonu ile İç Anadolu Bölgesi turizm acentası sahiplerini Ankara’da üç gün süre ile ağırlandı. Amaç, başkentin sahip olduklarını tanıtmaktı. Ve tabi yerli yabancı turist akışını artırmak…
İşte o üç gün şehrin merkezinden tutun, ilçe ve köylerine kadar pek çok yeri gezdik. Her yer kendini gösterebilmek için can atıyordu. Beypazarı zaten bu konuda oldukça ciddi bir yol almıştı. Nallıhan, Güdül, Gordion, Kızılcahamam, Anıtkabir, Ankara Kalesi, Ulus, müzeler, yöresel yemekler, el sanatları, doğa sporları, kamp yerleri derken yıllardır Ankara’da yaşayan biri olarak ben dahi birçoğunu detaylı bilmediğimi ya da ziyaret etmediğimi fark ettim. Üstelik Ankara buralardan da ibaret değildi. Konumu gereği çevre illerle bağlantısı ve yakınlık mesafesi onu bir turizm rotasının başlangıç ya da bitiş noktası yapıyordu.
Genel olarak sonuç şuydu ki, Ankara’nın turizm envanteri o güne kadar hiç ortaya konmamıştı. Son yıllarda bu konuda Ankara'daki STK'lar sayesinde kısmen de olsa yol alındı. Projeler geliştirildi, uygulandı yada uygulanmaya çalışıldı. Ama hala istenilen seviyeye ulaşılamadı.
2016 yılında TravelExpo Ankara düzenlendi. Bu bir ilkti… Haliyle oldukça zayıf geçti. 6 ülke ve 20 il katıldı. Bu yıl Mart ayında 5.si gerçekleşecek. turizm fuarı deyince ilk akla gelen Emitt ile şu aşamada kıyaslamak elbette olmaz. 60 bin metrekarelik bir alanda Emitt’in 25. si gerçekleşek bu yıl. Hyve Group tarafından TÜROFED ve TTYD'nin katkılarıyla düzenlenen EMITT Kültür ve Turizm Bakanlığı, TOBB, Türk Hava Yolları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından destekleniyor. Burada 25 yıllık bir deneyim var. İstanbul zaten turizm altyapısı ve bilinirliği ile böyle bir organizasyonu taşımaya hazır. Hoş tüm bunlarla birlikte EMITT'in sektör profesyonellerinden çok çantacı diye tabir edilen eşantiyon toplayıcılar tarafından ziyaret edildiği de bir gerçek olarak duruyor.
Peki Ankara öyle mi? Tüm diğer iller ve ülkeler, seyahat acentaları neden Ankara’da bir fuarı tercih etmeli? Tanıtım bütçelerini neden burada kullanmalılar?
Fuarın gerçekleşeceği yer olan Congresium’da kullanacakları 10.000 metrekarelik bir sergi/sunum alanı gerçekten yeterli mi?
Ankara, potansiyeline rağmen turizm anlamında rüştünü henüz ispat edememişken doğru bir seçim mi?
İşte bu sorulara önce net cevaplar verilmeli. Eksikler konusunda öneriler ve gerçekleştirme çözümleri geliştirilmeli önce. Şu an bu yola girildiyse de mevcut tüm olanaklar kullanılmalı. Şehirde turizm konusunda gayret gösteren irili ufaklı bütün oluşumlarla el birliği ve fedakarlık içinde çalışılmalı.
TravelExpo Ankara aksi halde sembolik bir organizasyondan öteye geçemeyecek ve bu durum ileride yapılabilecek diğer girişimleri de maalesef önyargıyla etkileyecektir.