Anayasa'nın 169'uncu maddesinin yanan ormanların başka türlü kullanımına izin vermediğine dikkat çeken ve yanan alanlarda turizm tesisi yapılmasının mümkün olmadığını söyleyen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa orman Fakültesi'nden Doç. Dr. Cihan Erdönmez, yanan alanların Anayasa'nın 169'uncu maddesinin koruması altına girdiğini ve bunun da bugüne kadar uygulanan bir Anayasa hükmü olduğunu belirtti.
Ancak Türkiye'de orman alanlarının turistik amaçla yapılaşmaya açılması için ise ormanların yanmasına gerek yok. Yaklaşık 39 yıldır yürürlükte olan 2634 Sayılı Turizm Teşvik Kanunu sağlıklı ormanların imara açılmasına izin veriyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Orman Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre 2014 yılından bu yana 32 hektarlık orman alanında 15 turizm tesisi için izin çıkarken 2014 yılında 15 hektarlık alanda 5 adet, 2015'te 8 hektarlık alanda 3 adet, 2016'da 7 hektarlık alanda 5 adet, 2017 ve 2019'da ise birer hektarlık alanda birer adet turizm tesisinin yapımına izin verildi. Bakanlık, bu izinlerin nerelerde verildiği ya da hangi kuruluşlara verildiği konusundaki bilgileri ise paylaşmıyor.
Bu iziznlerin verilmesi için ormanın bozuk orman alanı olması veya orman vasfını yitirmiş olmasının gerekli olmadığını, aksine bu tesislerin sağlıklı ormanlarda da yapıldığını belirten İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi'nden Doç. Dr. cihan erdönmez yaptığı açıklamada şunları söyledi:
''Sağlıklı ormanlarda turizm tesisi yapılması, 1982 yılında çıkarılan 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun 8'inci maddesi doğrultusunda yıllardır yapılan bir uygulama. Kanunda turizmi geliştirme bölgeleri, turizm merkezleri gibi tanımlar var. Bu bölgelerin içerisinde kalmak kaydıyla o bölgedeki toplam orman alanının binde 5'ini geçmemek kaydıyla bu izinler veriliyor. Düzenleme, korunan alanlar da dahil, milli parklar da dahil her türlü orman alanını kapsıyor. Tek koşul bu alanın turizm bölgesi içerisinde yer alması. Turizmi Teşvik Kanunu'nun en kısa sürede tekrar ele alınıp daha makul, daha akılcı, daha bilimsel ve tüm tarafların görüşleri alınarak daha katılımcı yöntemlerle yeniden şekillendirilmesi gerekiyor.''
Son yapılan değişiklik bu orman alanlarının turizm tesislerine tahsisi ve o alanlarda ne tür yapıların yapılabileceği ile ilgili bütün yetkinin Kültür ve Turizm Bakanlığı'na verildiğini belirten Erdönmez daha önce Orman Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın da bu yetkileri paylaşdığını söyledi.
Bununla birlikte 6831 Sayılı Orman Kanunu'nun 16, 17 ve 18'inci maddeleri ile de orman alanlarında uzun süreli olarak başka arazi kullanımlarına izin verilebiliyor. İzin süresi en fazla 49 yıl olabilirken, süre bitiminde iznin 99 yıla çıkarılması mümkün. Orman Kanunu'nun 16'ıncı maddesi ile maden arama, işletme, tesis ve altyapı tesis izinleri veriliyor. 18'inci maddesi ile de devlet ormanları içindeki odun kömürü ocakları, define arama gibi izinler düzenleniyor.
Yanan ormanların imara açılması Anayasa'ya aykırı olsa da geçmişte Bodrum Yalıkavak'ta yaşanan bir örnek de bulunuyor. 2007'de gerçekleşen orman yangınından sonra bölgede Titanic Hotel yapımına izin verilmiş dönemin Orman Bakanı Veysel Eroğlu, imar izninin 2634 Sayılı Turizm Teşvik Kanunu'na dayanılarak yangından önce verildiğini savunmuştu.
Ancak Türkiye'de orman alanlarının turistik amaçla yapılaşmaya açılması için ise ormanların yanmasına gerek yok. Yaklaşık 39 yıldır yürürlükte olan 2634 Sayılı Turizm Teşvik Kanunu sağlıklı ormanların imara açılmasına izin veriyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Orman Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre 2014 yılından bu yana 32 hektarlık orman alanında 15 turizm tesisi için izin çıkarken 2014 yılında 15 hektarlık alanda 5 adet, 2015'te 8 hektarlık alanda 3 adet, 2016'da 7 hektarlık alanda 5 adet, 2017 ve 2019'da ise birer hektarlık alanda birer adet turizm tesisinin yapımına izin verildi. Bakanlık, bu izinlerin nerelerde verildiği ya da hangi kuruluşlara verildiği konusundaki bilgileri ise paylaşmıyor.
Bu iziznlerin verilmesi için ormanın bozuk orman alanı olması veya orman vasfını yitirmiş olmasının gerekli olmadığını, aksine bu tesislerin sağlıklı ormanlarda da yapıldığını belirten İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi'nden Doç. Dr. cihan erdönmez yaptığı açıklamada şunları söyledi:
''Sağlıklı ormanlarda turizm tesisi yapılması, 1982 yılında çıkarılan 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu'nun 8'inci maddesi doğrultusunda yıllardır yapılan bir uygulama. Kanunda turizmi geliştirme bölgeleri, turizm merkezleri gibi tanımlar var. Bu bölgelerin içerisinde kalmak kaydıyla o bölgedeki toplam orman alanının binde 5'ini geçmemek kaydıyla bu izinler veriliyor. Düzenleme, korunan alanlar da dahil, milli parklar da dahil her türlü orman alanını kapsıyor. Tek koşul bu alanın turizm bölgesi içerisinde yer alması. Turizmi Teşvik Kanunu'nun en kısa sürede tekrar ele alınıp daha makul, daha akılcı, daha bilimsel ve tüm tarafların görüşleri alınarak daha katılımcı yöntemlerle yeniden şekillendirilmesi gerekiyor.''
Son yapılan değişiklik bu orman alanlarının turizm tesislerine tahsisi ve o alanlarda ne tür yapıların yapılabileceği ile ilgili bütün yetkinin Kültür ve Turizm Bakanlığı'na verildiğini belirten Erdönmez daha önce Orman Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın da bu yetkileri paylaşdığını söyledi.
Bununla birlikte 6831 Sayılı Orman Kanunu'nun 16, 17 ve 18'inci maddeleri ile de orman alanlarında uzun süreli olarak başka arazi kullanımlarına izin verilebiliyor. İzin süresi en fazla 49 yıl olabilirken, süre bitiminde iznin 99 yıla çıkarılması mümkün. Orman Kanunu'nun 16'ıncı maddesi ile maden arama, işletme, tesis ve altyapı tesis izinleri veriliyor. 18'inci maddesi ile de devlet ormanları içindeki odun kömürü ocakları, define arama gibi izinler düzenleniyor.
Yanan ormanların imara açılması Anayasa'ya aykırı olsa da geçmişte Bodrum Yalıkavak'ta yaşanan bir örnek de bulunuyor. 2007'de gerçekleşen orman yangınından sonra bölgede Titanic Hotel yapımına izin verilmiş dönemin Orman Bakanı Veysel Eroğlu, imar izninin 2634 Sayılı Turizm Teşvik Kanunu'na dayanılarak yangından önce verildiğini savunmuştu.