Ailesiyle birlikte gittiği Antalya'saki lüks otelde semaverden dökülen çay sebebiyle yaralanan 22 yaşındaki M.B. hastaneye kaldırıldı.
Bacağında yanıktan ötürü kalıcı iz kaldıktan sonra Tüketici Mahkemesi'ne müracaat eden genç kız, otel işletmecisi ve kazaya sebep olan otel çalışanından şikayetçi olurken çalışanın dikkatsizliği sonucu bacağına semaverden çay döküldüğünü, bacağında kalıcı eser niteliğinde yanık izi oluştuğunu, okul ve iş hayatının aksadığını, olay tarihinde yirmi iki yaşında bir genç kız olan davacının bacağında ömür boyu kalacak yanık izinden dolayı manevi olarak büyük üzüntü duyduğunu dile getirdi.
Genç kız Antalya'da tatil yaptığı otelden kusurlarından doğan zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek 1.000 TL maddi 20 bin TL manevi tazminatın faiziyle ödetilmesini talep ederken davalılar yanık izlerinin kalıcı olacağına dair dosyada bir delil bulunmadığını, talep edilen 1.000 TL maddi tazminatın dayanaksız olduğunu, manevi tazminata dair yasal koşulların da oluşmadığını belirterek davanın reddini savunsa da 2. Tüketici Mahkemesi, davacının vücudunda oluşan yanık nedeniyle kalıcı eser niteliğinde iz kalacağının belirlendiği, olayda davalı şirket çalışanının kusurlu olduğunun mahkumiyet kararı ile kesinleştiği gerekçesiyle 20 bin TL manevi tazminata ve 1.000 TL maddi tazminata karar verdi.
Karar temyiz edilince devreye giren Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, manevi tazminatın çok olduğu gerekçesiyle kararı bozsa da yeniden görülen ve tam 10 sene süren davada son noktayı koyan Yüksek mahkeme, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda olay tarihinde davacının yaşı ve kalıcı eser niteliğinde yanık izi kalacağını belirten adli tıp raporu, yanığın davacının vücudunda bulunduğu yer ve olayın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü ile davalı şirketin tatil hizmeti alınan profesyonel hizmet beklenen bir konumda olduğu dikkate alınmasının gerektiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
''Semaverdeki kaynar suyun dökülmesi sonucu yaşanan kaza nedeniyle davacının bacağında oluşan yanık izi nedeniyle mahkemece davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın fahiş olmadığının kabulü gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nda yapılan görüşmeler sırasında, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmadığı, mahkemelerce başkaca olaylarda hükmedilen manevi tazminat miktarları birlikte değerlendirildiğinde orantılılık ilkesinin göz önünde bulundurulması gerektiği, bu nedenle hükmedilen tazminatın fahiş olduğu ileri sürülmüşse de Kurul çoğunluğu tarafından bu görüş benimsenmemiştir. Temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının onanmasına oy çokluğu ile karar verilmiştir.''
Bacağında yanıktan ötürü kalıcı iz kaldıktan sonra Tüketici Mahkemesi'ne müracaat eden genç kız, otel işletmecisi ve kazaya sebep olan otel çalışanından şikayetçi olurken çalışanın dikkatsizliği sonucu bacağına semaverden çay döküldüğünü, bacağında kalıcı eser niteliğinde yanık izi oluştuğunu, okul ve iş hayatının aksadığını, olay tarihinde yirmi iki yaşında bir genç kız olan davacının bacağında ömür boyu kalacak yanık izinden dolayı manevi olarak büyük üzüntü duyduğunu dile getirdi.
Genç kız Antalya'da tatil yaptığı otelden kusurlarından doğan zarardan sorumlu olduklarını ileri sürerek 1.000 TL maddi 20 bin TL manevi tazminatın faiziyle ödetilmesini talep ederken davalılar yanık izlerinin kalıcı olacağına dair dosyada bir delil bulunmadığını, talep edilen 1.000 TL maddi tazminatın dayanaksız olduğunu, manevi tazminata dair yasal koşulların da oluşmadığını belirterek davanın reddini savunsa da 2. Tüketici Mahkemesi, davacının vücudunda oluşan yanık nedeniyle kalıcı eser niteliğinde iz kalacağının belirlendiği, olayda davalı şirket çalışanının kusurlu olduğunun mahkumiyet kararı ile kesinleştiği gerekçesiyle 20 bin TL manevi tazminata ve 1.000 TL maddi tazminata karar verdi.
Karar temyiz edilince devreye giren Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, manevi tazminatın çok olduğu gerekçesiyle kararı bozsa da yeniden görülen ve tam 10 sene süren davada son noktayı koyan Yüksek mahkeme, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda olay tarihinde davacının yaşı ve kalıcı eser niteliğinde yanık izi kalacağını belirten adli tıp raporu, yanığın davacının vücudunda bulunduğu yer ve olayın meydana geldiği tarihteki paranın alım gücü ile davalı şirketin tatil hizmeti alınan profesyonel hizmet beklenen bir konumda olduğu dikkate alınmasının gerektiği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
''Semaverdeki kaynar suyun dökülmesi sonucu yaşanan kaza nedeniyle davacının bacağında oluşan yanık izi nedeniyle mahkemece davacı lehine hükmedilen manevi tazminatın fahiş olmadığının kabulü gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nda yapılan görüşmeler sırasında, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmadığı, mahkemelerce başkaca olaylarda hükmedilen manevi tazminat miktarları birlikte değerlendirildiğinde orantılılık ilkesinin göz önünde bulundurulması gerektiği, bu nedenle hükmedilen tazminatın fahiş olduğu ileri sürülmüşse de Kurul çoğunluğu tarafından bu görüş benimsenmemiştir. Temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının onanmasına oy çokluğu ile karar verilmiştir.''