Alan Başkanlığı Yasası’na karşı çıkan ve bursa turizm İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapan toplum örgütlerince oluşturan platform bileşenleri adına açıklama yapan bursa barosu Başkanı Metin Öztosun uludağ için hazırlığı süren ve çalışmaları turizm Bakanı tarafından basına duyurulan alan başkanlığı"> uludağ alan başkanlığı kanun tasarısının TBMM'ne getirilip kabul edilmesinin Uludağ Milli Parkı'nın en önemli kaynak değerleri olan orman alanlarının, Alpin dağ çayırlarının, su kaynaklarının ve canlı yaşamın yok oluşu olduğunu belirtti.
Uludağ Milli Parkı'nın milli park statüsünden çıkarılarak, Uludağ Alan Başkanlığı adı altında, 1. ve 2. gelişim bölgeleri ve kayak pistlerinin bulunduğu 650 hektarlık alanın Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilmesinin tartışılmasının olası tehlikelerini öngörebilmek için geçmişe bakmanın yerinde olacağını belirten Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun şu açıklamalarda bulundu:
''Sürekli inşa edilen yeni oteller, artan yatak kapasiteleri ile birlikte macera parkı gibi inanılmaz gürültü kaynaklarının artması ile ekosistemin işitsel peyzajı da büyük zararlar görmektedir. Alan Başkanlığı yasalaşırsa, yönetim komisyonu; Belediye, Turizm Bakanlığı, turizmciler, otel yöneticileri, Valilik, Milli Park Müdürlüğü'nden birer temsilciden oluşacaktır. Milli Park Müdürlüğü'nün sorumluluğu ve yetkisi işlevsiz kalacaktır. Milli parkı savunması gereken paydaşlar siyasi baskıya açık halde görevlerini yapamayacaktır. Bu yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren milli park yasası geçersiz ve işlevsiz duruma getirilecek ve Uludağ'da turizm sermayesinin yapılaşması hızlanacaktır.''
2019 yılında Kapadokya'da kurulan Alan Başkanlığı ile birlikte, bölgenin turizm sermayesinin insafına bırakıldığına dikkat çeken Öztosun şöyle devam etti:
''Göreme Milli Parkı, 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle milli park statüsünden çıkarılmıştır. Aynı politika Uludağ'da uygulanıp, bir süre sonra milli park olmaktan çıkarılacaktır. Uludağ 1961 yılından bu yana milli parktır ve milli park olarak kalmalıdır. Uludağ'ın tek yetkilisi Tarım ve Orman Bakanlığı ile Milli Parklar yönetimidir. Yani bir yetki karmaşasından söz etmek mümkün değildir. Alan Başkanlığı ile amaçlanan koruma kullanma maskesi altında Uludağ'da yeni gelişim bölgelerinin önünü açmak ve yıllardır mahkeme kararlarını aşamayan turizm sermayesinin yeni rant projelerine imkan sağlamaktır. 60 yıldan bu yana milli park özelliği korunmaya çalışılan Uludağ, ne yazık ki son 15 yıldır gittikçe artan siyaset, turizm sermayesi ve yerel yönetim baskısı altında ezilmektedir. Uludağ'ın en değerli alanlarına inşa edilen yapılar Milli Parklar Yasasına açıkça aykırıdır ve dünyanın hiçbir milli parkında bu kadar yapılaşma yoktur.''
Uludağ Milli Parkı'nın milli park statüsünden çıkarılarak, Uludağ Alan Başkanlığı adı altında, 1. ve 2. gelişim bölgeleri ve kayak pistlerinin bulunduğu 650 hektarlık alanın Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devredilmesinin tartışılmasının olası tehlikelerini öngörebilmek için geçmişe bakmanın yerinde olacağını belirten Bursa Barosu Başkanı Metin Öztosun şu açıklamalarda bulundu:
''Sürekli inşa edilen yeni oteller, artan yatak kapasiteleri ile birlikte macera parkı gibi inanılmaz gürültü kaynaklarının artması ile ekosistemin işitsel peyzajı da büyük zararlar görmektedir. Alan Başkanlığı yasalaşırsa, yönetim komisyonu; Belediye, Turizm Bakanlığı, turizmciler, otel yöneticileri, Valilik, Milli Park Müdürlüğü'nden birer temsilciden oluşacaktır. Milli Park Müdürlüğü'nün sorumluluğu ve yetkisi işlevsiz kalacaktır. Milli parkı savunması gereken paydaşlar siyasi baskıya açık halde görevlerini yapamayacaktır. Bu yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren milli park yasası geçersiz ve işlevsiz duruma getirilecek ve Uludağ'da turizm sermayesinin yapılaşması hızlanacaktır.''
2019 yılında Kapadokya'da kurulan Alan Başkanlığı ile birlikte, bölgenin turizm sermayesinin insafına bırakıldığına dikkat çeken Öztosun şöyle devam etti:
''Göreme Milli Parkı, 2020 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle milli park statüsünden çıkarılmıştır. Aynı politika Uludağ'da uygulanıp, bir süre sonra milli park olmaktan çıkarılacaktır. Uludağ 1961 yılından bu yana milli parktır ve milli park olarak kalmalıdır. Uludağ'ın tek yetkilisi Tarım ve Orman Bakanlığı ile Milli Parklar yönetimidir. Yani bir yetki karmaşasından söz etmek mümkün değildir. Alan Başkanlığı ile amaçlanan koruma kullanma maskesi altında Uludağ'da yeni gelişim bölgelerinin önünü açmak ve yıllardır mahkeme kararlarını aşamayan turizm sermayesinin yeni rant projelerine imkan sağlamaktır. 60 yıldan bu yana milli park özelliği korunmaya çalışılan Uludağ, ne yazık ki son 15 yıldır gittikçe artan siyaset, turizm sermayesi ve yerel yönetim baskısı altında ezilmektedir. Uludağ'ın en değerli alanlarına inşa edilen yapılar Milli Parklar Yasasına açıkça aykırıdır ve dünyanın hiçbir milli parkında bu kadar yapılaşma yoktur.''