Akdeniz ve ege kıyılarında turizm bölgelerini bekleyen en önemli problemin kuraklık olduğunu söyleyen Ankara Üniversitesi Coğrafya Bölümü'nden Prof. Dr. mehmet somuncu TBMM İklim Değişikliğini Araştırma Komisyonu'nda yaptığı sunumda turizmin sektör bazında sadece oteller gibi göründüğünü, şu anda Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) verilerine göre Türkiye'de 3 milyon yazlık konutun da bulunduğuna dikkat çekti.
Yazlık konut sayısının koronavirüs salgını sonrasında günden güne arttığını ve Ege ve Akdeniz başta olmak üzere turizm merkezlerinde yoğunlaştığına dikkat çeken Prof. Dr. Somuncu bu konutların sisteme dahil oldukça bir süre sonra otellere de su bulunamayacağını söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı içerisinde iklim değişikliği konusunda bir daire başkanlığı, genel müdürlük ya da bu konudan doğrudan sorumlu olan bir birimin kurulması gerekiyor ve bundan sonra yürütülecek bütün politikaların bu birim üzerinden yürütmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Somuncu şunları söeyledi:
Dünya Turizm Örgütü ile Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın 2008 yılında yayımladığı rapora göre, dünyada belli bölgeler sıcak bölgeler olarak tespit edildi ve bunlardan biri de Akdeniz. Beklenen şu; Akdeniz'de birincisi, daha sıcak yazlar, karasal biyoçeşitlilikteki azalma veya kayıp, denizel biyoçeşitlilikte azalma veya kayıp, su kıtlığı, özellikle kıyı kesimlerinde su kıtlığı ve bulaşıcı hastalıklardaki artış. Yani yapılan çalışmanın sonucunda 21'inci yüzyılın ortasında akdeniz Bölgesi'ndeki destinasyonlarda beklenen riskler ve tehditler bu şekilde özetlenebilir.''
Şu anda Türkiye'de turizmin neredeyse yüzde 70'e yakın bölümünün kıyı bölgelerde gerçekleştiğini, özellikle de Antalya ve Ege'nin başta gelen bölgeler olduğunu belirten Prof. Dr. Somuncu söyle devam etti:
''Türkiye'deki ortalama sıcaklık artışı 1 santigrat derece ise turizmin yoğunlaştığı Akdeniz Bölgesi'nde 1,5 dereceye yakın. Yani Akdeniz kıyılarında veya o bölgede sıcaklık artışı daha yüksek. Bu da turizm açısından büyük risk ve tehlike oluşturuyor. Maksimum sıcaklıklara yükseldiğinde tehlike veya aşırı tehlike düzeyindeki olumsuzlukların ortaya çıktığını söyleyebiliriz.''
Yazlık konut sayısının koronavirüs salgını sonrasında günden güne arttığını ve Ege ve Akdeniz başta olmak üzere turizm merkezlerinde yoğunlaştığına dikkat çeken Prof. Dr. Somuncu bu konutların sisteme dahil oldukça bir süre sonra otellere de su bulunamayacağını söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı içerisinde iklim değişikliği konusunda bir daire başkanlığı, genel müdürlük ya da bu konudan doğrudan sorumlu olan bir birimin kurulması gerekiyor ve bundan sonra yürütülecek bütün politikaların bu birim üzerinden yürütmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Somuncu şunları söeyledi:
Dünya Turizm Örgütü ile Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın 2008 yılında yayımladığı rapora göre, dünyada belli bölgeler sıcak bölgeler olarak tespit edildi ve bunlardan biri de Akdeniz. Beklenen şu; Akdeniz'de birincisi, daha sıcak yazlar, karasal biyoçeşitlilikteki azalma veya kayıp, denizel biyoçeşitlilikte azalma veya kayıp, su kıtlığı, özellikle kıyı kesimlerinde su kıtlığı ve bulaşıcı hastalıklardaki artış. Yani yapılan çalışmanın sonucunda 21'inci yüzyılın ortasında akdeniz Bölgesi'ndeki destinasyonlarda beklenen riskler ve tehditler bu şekilde özetlenebilir.''
Şu anda Türkiye'de turizmin neredeyse yüzde 70'e yakın bölümünün kıyı bölgelerde gerçekleştiğini, özellikle de Antalya ve Ege'nin başta gelen bölgeler olduğunu belirten Prof. Dr. Somuncu söyle devam etti:
''Türkiye'deki ortalama sıcaklık artışı 1 santigrat derece ise turizmin yoğunlaştığı Akdeniz Bölgesi'nde 1,5 dereceye yakın. Yani Akdeniz kıyılarında veya o bölgede sıcaklık artışı daha yüksek. Bu da turizm açısından büyük risk ve tehlike oluşturuyor. Maksimum sıcaklıklara yükseldiğinde tehlike veya aşırı tehlike düzeyindeki olumsuzlukların ortaya çıktığını söyleyebiliriz.''
İLGİLİ HABER
Turizm sektöründe Eylül tehlikesi!