2021 turizm sezonunda yurt dışında kaynak pazarlarda yaşanan belirsizliklerden dolayı umudunu yerli turiste bağlayan turizm sektöründe sezon hazırlıkları devam ediyor.
Geçtiğimiz yıllarda birçok kişi yılın daha başında tatil beldelerindeki otellere rezervasyonlarını yaptırırken koronavirüs salgınından dolayı artık daha temkinli yaklaşıyor.
Kocaeli Üniversitesi İktisat Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Özgür Bayram Soylu koordinatörlüğünde araştırma şirketi Areda Survey’in Mayıs ayında yaptığı Tatil Alışkanlıkları isimli araştırmaya katılanların yüzde 53,2’sinin bu yıl tatil yapmayı düşünmediği, yüzde 25,2’sinin tatil planı yaptığı, 21,6’sının ise salgının gidişatına göre karar verecekleri belirlendi.
Anket katlımcılarından tatil yapacak olanların, Temmuz ayında Ege ve Akdeniz bölgesinde nüfus yoğunluğunun az olduğu beldelere gitmeyi planladığı, ancak yüzde 37,3’ünün otelleri tercih etmesi dikkat çekerken katılımcıların yüzde 24,3’ü tatil köylerine, yüzde 20,4’ü kiralık ev veya villalara, yüzde 19,5’i pansiyonlara ve yüzde 13,3’ünün ise pandemi döneminde ilgi gören bungalov ve kamp alanlarına yöneldiği de anket sonuçlarında yer aldı.
Araştırma sonuçlarının ardından turizm sektöründeki işletmelerin ve vatandaşların yaşadığı değişimlerle ilgili değerlendirmede bulunan Dr. Öğretim Üyesi Rahmi İncekara şunları söyledi:
''Turizmle ilgili faaliyetlere baktığımızda daha fazla aşılama ile birlikte sürecin eski haline dönebileceğinin altı çiziliyor. Özellikle büyük otellerin bu bağlamda çeşitli faaliyetleri ve indirimleri mevcut. Fakat tatilciler için hala, özellikle izolasyonu sağlayabilecek olan daha az nüfuslu olan tatil beldelerini ve yörelerini tercih etmek oluyor. İkinci etapta ise fiyatlar geliyor. Burada hem artan maliyetlerin etkisiyle fiyatlardaki artış hem de ulaşım tercihlerinde yaşanan değişimler, ki tatil planı yapanlar daha çok kendi araçlarıyla seyahat etmeyi tercih ediyorlar.''
Koronavirüs salgını sonrasında tekrar başlayan turizmde üç konuda özellikle çok radikal değişiklikler görüldüğünü, pandemi koşullarındaki bu üç ana değişimin önümüzdeki yıllara damga vuracak gibi gözüktüğünü belirten Antalya Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu Başkanı ve nbk touristic Genel Müdürü recep yavuz araştırmayla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
''Burada öne çıkan daha çok yaz ayları ve sonbaharın tercih edildiği, ilkbahar ve kış aylarının daha az tercih edildiği hem ülkemizde hem de yurt dışında yapılan anketlerde daha ön plana çıkıyor. İnsanlar hala kafalarında korona endişesiyle gezdikleri için yaz aylarında bu endişenin daha az olduğundan yola çıkıyorlar. İkincisi de tatilin tarzı. Nasıl bir tatil, nasıl bir yer konuları öne çıkıyor. Burada da tercih ettikleri konu aslında yine pandemiyle ilgili. Daha sakin yerler, güneşi bol ve ferah yerler. Hijyen koşullarını gerçekleştiren yerler ön plana çıkıyor. Burada da sorular derinleştirildiğinde oteller ve tatil köylerinin güvenilir olduğu, ondan sonra da kişisel kampinglerin ve küçük kapasiteli konaklamaların ön plana çıktığı görülüyor.''
Koronavirüs sonrasında insanların gidebildiği yerlere uçakla değil de kendi araçlarıyla, ikinci alternatif otobüslerle gitmeyi tercih ettiklerini belirten Yavuz şöyle devam etti:
''Bu yurt dışında da biraz öyle, eskiden 2.5-3 saat uçuşla gidebildiği yerlere şimdi kendi arabasıyla gitmeyi tercih ediyor. Bu üç ana değişime ilave olarak bir de fiyat gündemde. İnsanların bir kısmı pandemi sürecinde para kazanamadığı, bir geliri olmadığı için bütçesine göre yer ararken, bazıları da bu dönemde harcamadıkları ve ekonomik durumları daha iyi olduğu için daha iyi yerleri tercih edebiliyorlar.''
Geçtiğimiz yıllarda birçok kişi yılın daha başında tatil beldelerindeki otellere rezervasyonlarını yaptırırken koronavirüs salgınından dolayı artık daha temkinli yaklaşıyor.
Kocaeli Üniversitesi İktisat Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Özgür Bayram Soylu koordinatörlüğünde araştırma şirketi Areda Survey’in Mayıs ayında yaptığı Tatil Alışkanlıkları isimli araştırmaya katılanların yüzde 53,2’sinin bu yıl tatil yapmayı düşünmediği, yüzde 25,2’sinin tatil planı yaptığı, 21,6’sının ise salgının gidişatına göre karar verecekleri belirlendi.
Anket katlımcılarından tatil yapacak olanların, Temmuz ayında Ege ve Akdeniz bölgesinde nüfus yoğunluğunun az olduğu beldelere gitmeyi planladığı, ancak yüzde 37,3’ünün otelleri tercih etmesi dikkat çekerken katılımcıların yüzde 24,3’ü tatil köylerine, yüzde 20,4’ü kiralık ev veya villalara, yüzde 19,5’i pansiyonlara ve yüzde 13,3’ünün ise pandemi döneminde ilgi gören bungalov ve kamp alanlarına yöneldiği de anket sonuçlarında yer aldı.
Araştırma sonuçlarının ardından turizm sektöründeki işletmelerin ve vatandaşların yaşadığı değişimlerle ilgili değerlendirmede bulunan Dr. Öğretim Üyesi Rahmi İncekara şunları söyledi:
''Turizmle ilgili faaliyetlere baktığımızda daha fazla aşılama ile birlikte sürecin eski haline dönebileceğinin altı çiziliyor. Özellikle büyük otellerin bu bağlamda çeşitli faaliyetleri ve indirimleri mevcut. Fakat tatilciler için hala, özellikle izolasyonu sağlayabilecek olan daha az nüfuslu olan tatil beldelerini ve yörelerini tercih etmek oluyor. İkinci etapta ise fiyatlar geliyor. Burada hem artan maliyetlerin etkisiyle fiyatlardaki artış hem de ulaşım tercihlerinde yaşanan değişimler, ki tatil planı yapanlar daha çok kendi araçlarıyla seyahat etmeyi tercih ediyorlar.''
Koronavirüs salgını sonrasında tekrar başlayan turizmde üç konuda özellikle çok radikal değişiklikler görüldüğünü, pandemi koşullarındaki bu üç ana değişimin önümüzdeki yıllara damga vuracak gibi gözüktüğünü belirten Antalya Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu Başkanı ve nbk touristic Genel Müdürü recep yavuz araştırmayla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
''Burada öne çıkan daha çok yaz ayları ve sonbaharın tercih edildiği, ilkbahar ve kış aylarının daha az tercih edildiği hem ülkemizde hem de yurt dışında yapılan anketlerde daha ön plana çıkıyor. İnsanlar hala kafalarında korona endişesiyle gezdikleri için yaz aylarında bu endişenin daha az olduğundan yola çıkıyorlar. İkincisi de tatilin tarzı. Nasıl bir tatil, nasıl bir yer konuları öne çıkıyor. Burada da tercih ettikleri konu aslında yine pandemiyle ilgili. Daha sakin yerler, güneşi bol ve ferah yerler. Hijyen koşullarını gerçekleştiren yerler ön plana çıkıyor. Burada da sorular derinleştirildiğinde oteller ve tatil köylerinin güvenilir olduğu, ondan sonra da kişisel kampinglerin ve küçük kapasiteli konaklamaların ön plana çıktığı görülüyor.''
Koronavirüs sonrasında insanların gidebildiği yerlere uçakla değil de kendi araçlarıyla, ikinci alternatif otobüslerle gitmeyi tercih ettiklerini belirten Yavuz şöyle devam etti:
''Bu yurt dışında da biraz öyle, eskiden 2.5-3 saat uçuşla gidebildiği yerlere şimdi kendi arabasıyla gitmeyi tercih ediyor. Bu üç ana değişime ilave olarak bir de fiyat gündemde. İnsanların bir kısmı pandemi sürecinde para kazanamadığı, bir geliri olmadığı için bütçesine göre yer ararken, bazıları da bu dönemde harcamadıkları ve ekonomik durumları daha iyi olduğu için daha iyi yerleri tercih edebiliyorlar.''